02 Haziran 2009

Kendime Ninni

İzleyin

Ofiste nasıl bir uyku haline girdiysem, youtube'dan bu ninniyi dinler buldum kendimi. Bu çizgi karenin içinde olup, uyumak istedim. Danalar kovulsun, klarnetçiler uçsun ama ben uyuya kalsam oracıkta..
.
Belki Sürahi hanım anne, ayran ve gözleme de yedirir bana uyanınca ?
.
Uykuya dair.. eski yazılarımdan birini ekliyorum bu postun devamına..



Gözlerim kapanıyor.. İçimde birşey havalıp duruyor.. Herşey mi yavaşladı yoksa sokakta insanlar mı koşuyor ne.. Ben mi kaldım tek başıma dünyada... İnsanların hepsi uyuyorda, bi ben mi ayaktayım.. Bu sokaktan gelen sesler niye sakinleşti böyle ninni gibi... Telefonları unuttu insanlar sanırım.. Araması gerekenler önce uykularını alıp, uyanınca çaldıracaklar zırıl zırıl benim numaramı tam da ben uykuda havalanıp uçarken.. Öğlen öğlen ben mi direniyorum uykuya.. Masamın arkasındaki yeşil koltukla flörtleşiyoruz uzaktan uzağa.. ”gellll biraz kestir huzurlu kollarımda” diyor, sonra ofisime getirdiğim şalım bağırıyor “ üstünü örterim battaniye gibi, sıcacık olursun ”.... Gözlerim ağırlaşıyor.. Uykum mu geldi.

Tavuğun kanatlarını kıvırıp, kafasınıda koltuğunun altına sokup bir süre tutarsanız uyuyakalırmış.. Benimde kollarımı birleştirip masama koyun, uyumamak için direnen kafamıda üstüne koyarsanız hemen uyurum heralde şimdi.. Aynı tavuk gibi işte...

İnsanların hayatlarının %25 ‘i uykuda geçermiş.. Ben şimdiye kadar yaşamımda olması gereken süreyi doldurmamış olabilir miyim? Ne bu öğlen öğlen basan... 10 dakika öğle uykusu bir saat ayakta tutarmış adamı.. Şuracıkta 20 dakika uyusam – beni ayakta tutacak o 1 saatte eve gider, kalan 1 saatte de yatağımın yolunu bulurum evde..

Küçükken hep az uyurdum.. Sabah ilk kalkan hep ben olurdum. O yüzden uzun bir çocukluk geçirdim.. Doya doya yaşadım çocukluğumu, uykumdan çaldıklarımla.. Şimdi büyümeye mi çalışıyorum daha çabuk acaba..

Ahh ah Shiraz ne guzel uyuyordur şimdi evde.. Cam kenarında yatıyorsa birde, değmeyin keyfine.. Patilerini altına çekmiş, hırıl mırıl horluyor bile olabilir.. İskender suya bırakmıştır tüm kütlesini, uyukluyordur eminim..

Yatağımı özledim sanırım.. Sabun ve uyku kokan pijamalarımı... ve İçine girdiğimde bulutların beni sardığını hissettiğim yorganımı...

''uyku öyle güzel birşeydir ki uğrunda butun gün uykusuz kalmak gerekir '' demiş nietzsche....

Uyku gün içinde öğrenilenlerin indekslendiği, tekrarlanan verilerin silindiği, hafızanın yeniden organize edildiği süreç diye geçiyor.. O zaman uyumalıyım ben biraz şuracıkta... Gün içinde öğrendiğim herşeyi indexlemem için... arayanlara da “hafızamı organize ediyordum” derim n’olcak..

Ya Bizim niye evrimimiz hayvanlarınki gibi olmamış ki.. At veya eşek gibi ayakta uyumuyoruz. Yada gözlerimiz açık... Niye hep yeryüzüne yatay pozisyona girmemiz gerekiyor.

Biliyor musunuz Japonya’da da iş yerlerinde öğle uykusu izni varmış. Bu çalışanlara ekstra para veriliyormuş uykuyu özendirsin diye... Ne ekstra kazanırdım ben Japon olsam.. Adamlar çok çalışıyor.. Sanırım ondan... Aslında benim bir ara hayattaki en büyük fantazim, okuduğum bir kitapta yazan uyku testine girmekti.. Sadece uyuyorsunuz, kafanıza ve kalbinize bir çeşit algılayıcı sensör takılıyor.. Uyduğunuz süre boyunca para kazanıyorsunuz.. Ne ulvi bir görev.. Ne işle meşgulsun diyenlere “uyurum” demek hoş olurdu... “Derin ve güzel uyuyan insanlar” aranıyor dense, hiç düşünmem sanırım..

Bir yerde okumuştum. Uyku, Tanrının kullarına verdiği hediyedir diye.. Uyku cennetten bir parçaymış.. Uyku cennetmiş..

“Git yüzünü yıka Burcu”.. çalışmaya devam et en iyisi.. ne uykusu !!..
Cennetini ertele geceye..
Hadi ayılmak için bir kahve yap kendine !!


5 yorum:

Karōshi dedi ki...

Eski blogumda ninni yazım vardı benim de:) Tanrı'nın hediyesi olan uykuya geçişte değerli bir el sallayış/uğurlamadır ninni:)

Sık sık derim işyerinde: "Aslında bir oda olmalı burada; içinde herkesin kendine ait bir yatağının olduğu.. ve çalışanların günde bir saat gidip uyuyabildiği." Bu tip düşünceler, absürd bulunuyor ama ben gayet ciddiyim..!

y. dedi ki...

hay allah çocukluğuma gittim birden,üstüne üstük bu mavi ineğe bayıldım,yavrusunu yalamasına,o anı on kez falan seyrettim.sonra kadının ay üstünde yavrusunu görünce olan hali...

guguk kuşu dedi ki...

gündüzleri uyuyabilen biri değilim. ama gece erken ukum gelir, ne tatlıdır o uykuya tam dalınacak an. herşeyden daha tatlı, kayar gidersin sanki.

beenmaya dedi ki...

koca beyaz bir boşluk var ninninin olduğu kısımda. orası da uykuda sanırım yada uykuda olan benim ve göremiyorum sahi düşle gerçek ne çok karışıyor şu aralar benim hayatımda :))))

ninni deyince aklıma bir edi'nin büdü'ye söylediği ninni gelir susam sokağındaki çok gülerim bir de toygar ışıklı'nın ninnisi gelir ki bir yazımda da kullanmışımdır bunu ve çok ağlarım...

Kapat usulca gözlerini
Uzat üşümüş ellerini
Sakla o masum yüreğini
Zaman gibi sessiz uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu
Pamuktan kalbin solmadan

Hayat yüzüne vurmadan
Uyu yavrum uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu
Uyu melek yüzlüm uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu

efsa dedi ki...

Bu yazıyı bu linki, 4, kez okuyuşum. Her defasında öyle birşey düşünmeden durup bakıp kalakalıyorum.

Teşekkür etmek istedim. Bu defa görmezden gelemedim, kapatamadım sayfaları.