13 Mayıs 2011

Hayatla DaNS


Günlerdir bazen boş sayfalara bakıp, bazen de yarım kalmış sözcüklerimi zamanı değilmiş diyerek tamamlamadan uykuya yatırıyorum. İstanbul serüvenim, Ankaraya geri dönerek sürüyor. Hiçbir şey bitmiyor. Herşey birbirine bağlı... Şehirler, hayatlar, yaşamlar, dostluklar, ayrılıklar.... Gitmek, ayrılmak, kaybetmek, sonlandırmak kelimelerinin anlamı dışında- onlara yüklenen enerjilerden kurtulmak lazım... Bazen “nokta” diye tanımladığımız her nokta, büyük bir harfle başlayacak yeni bir cümleyi doğuruyor içinde... Her gün noktalar koyuyoruz cümlelerimize... Hikayemiz sürüyor... Biz istesekte istemesekte...sürer gider... Sürdürmeye bile gayret etmemeyi öğreniyorum. Arkama baktığımda büyümelerimi, önüme baktığımda yolculuğun sonsuz olasılıklarını görüyorum şimdi...

İstanbulda son katıldığım nefes workshopında, çocuk yogasi derslerimde çocuklarla beraber dans ederken yaşadığım özgürlük duygusunu hissettim. O gün, bu duygunun hep içimde varolmasını diledim. Öylesine ki, bedenlerimiz zihnimizden, yaşamlarımızdan yansıyan tıkanıklıkların izlerini taşıyor. Dans eden insanların kendinden geçtiği anın içinde hiç birşey düşünmediğini görebilirsiniz. Ne zaman ezbere hareket ve tempo tutuşlar başlıyor, işte o zaman dışarıdan iyi görünme kaygısı başlıyor. Ne zaman düşünce akıla takılıyor, dans duraklıyor.

Dans ederken kollarınızı mı kaldıramıyorsunuz, daha çok sarılmalı sevdiklerinize... veya kollarınızı siz açmalısınız öncelikle... Ayaklarınız mı hareket etme konusunda tutuk, o zaman daha akışa bırakmalınız hayatı- her adım risk değildir. Kalçalarınız- beliniz kütük, çalkalanmıyor mu? Cinsel kimliğinizle barış imzalamalı- hayata varlığınızla güven duymalısınız.

Tüm bunları nasıl yapacağız... Sadece ritme bırakarak.... Ritm- vucudun hangi şekle-forma-harekete girmesi gerektiğidir sadece... Bir formülü yoktur. Dinlediğiniz tempoyu kalpten hissettiğiniz ve o tempoya hizalanarak kendinizi bırakabildiğiniz zaman dans edersiniz. Kim ne diyor, kim nasıl dansediyor, hangi figürü attıyor umrunuzda olmaz... Hayat gerçekten böyle bir şey... Akışa bırakmak kendini...

Artık sizin dışınızda dansedenlere, kendi bedeninizin yaptığı figürlere bakmayıp, kendinizden geçerek, temponun içinde akmaya başladığınızda gözlerinizi kapatmak isteyip, gökyüzüne çevirdiğinizde yüzünüzü bir varoluş ipliğine bağlanır sanki ruh.... özgürlük akar içinize...

Aile yogası dersimde çocuklarla sırayla dansediyorduk. Grubunun önüne geçen kendi figürleriyle duvara kadar yürüyor, geride kalanlarda onu taklit ediyordu. Çocukların hiçbiri taklit edilemedi. Sırası gelen anne-babalar ördek gibi yürüdü, dansöz gibi kıvırdı. Onları taklit ettik. Sonra çocukları öykündük. Onlar gibi, çocuk olduk, kendimizi ve bedenlerimizi yuvarladık ritmin içine...

Bol bol dansedin. Hayatla dansınız kolaylaşır..

Bol bol kendinizden geçin...
Kendinizden, kendim dediginizden vazgeçin...

Sadece bir iplik kalır geriye...
Kendiniz koparken, gerçek bağlanır yüreğinize...
Özgürlük, mutluluk, çoşku dolar...
Beden-kalple bağlanır ritmin kendisine...
...
Şimdi muziği açın ve salınarak gözlerinizi kapatıp, kendinizi hayata bırakın.....
.
.
.
Brajeshwari / 12.5.2011 / Ankara


ZAZ - Je veux


Şarkının türkçe çevirisiyle sözleri

ritz'de bir suit oda versen bana, istemem
chanel'den mücevher, istemem
bir limuzin versen bana, ne yaparım onunla ki?
uşaklar teklif etsen bana, ne yaparım onlarla?
neufchatel'de bir malikane, bana göre değil
eiffel kulesini teklif etsen, ne yaparım onunla?

aşk isterim, eğlence, iyi huy
beni mutlu edecek olan paran değildir
ölürken kalbimde bir el olsun istiyorum
haydi birleşelim, özgürlüğü keşfedelim
tüm önyargını unut
buyur benim gerçekliğime

iyi görgünden sıkıldım, bana çok fazla
ben ellerimle yerim, ben böyleyim
yüksek sesle konuşurum, dolaysızım
ikiyüzlülüğe son verelim, ben kurtuldum
çifte konuşmalardan yoruldum
bana bir bak, sana kızgın bile değilim, sadece ben böyleyim

aşk isterim, eğlence, iyi huy
beni mutlu edecek olan paran değildir
ölürken kalbimde bir el olsun istiyorum
haydi birleşelim, özgürlüğü keşfedelim
tüm önyargını unut
buyur benim gerçekliğime

13 yorum:

novella / विश्व dedi ki...

zaz!a bayılıyorum... sokak müziğini seviyorum. okumaya tekrar geleceğim. özlemişim. :)

Esin Bozdemir dedi ki...

nasıl iyi geldi ruhuma sözcüklerin ve müziğin ritmi!..yazılarınızda kendi hallerimi buldum sıklıkla!..bilmem farkında olmadan yaptıklarım meğer ne doğruymuş:)!dedim bir anda!..ben ki evde, içeride ve dışarıda sıklıkla içimde beni takip eden ritmlere kaptırım kendimi!..sıklıkla dans ederim içimden geldiğince...:)

günümün güzel geçeceğini bana hissettiren satırlarınız ve müzik çok iyi geldi..

size dekıpır kıpır ahenkli ve renkli bir haftasonu dilerim...

esen kalın...

elif dedi ki...

burcucum öyle güzel ifade etmişsin ki.. içim dans etmeye başladı okurken..
çok teşekkürler hissettirdiğin güzellikler için..

crispy dedi ki...

burcu bu yazı bu müzik benim gibi kütükleri bile kıvırttırır

Adsız dedi ki...

bu nasıl müzik böyle :) iyi ki yazdın yine..

feanor dedi ki...

ZAZ da süper ama indie olsun deyip şunla dans ettim ben:

http://www.youtube.com/watch?v=8nh931yRQIM

Sonra da "Moloko 4ever" dedim, şunu açtım:

http://www.youtube.com/watch?v=yjU7FiJLvjU

Hayır, en çok üzüldüğüm şey de şu: İSTANBUL'DA BERABER DANS EDEMEDİK BEBEK :'((

Kalpkalpkalp

Yeraz dedi ki...

ne kadar doğru tespitler müzik de harika teşekkürler

brajabanita dedi ki...

yazını okumak guzeldi ozlemişim

Ece Ekincioğlu dedi ki...

uzun zamandır bekliyordum bir sonraki yazıyı. canım ne zaman sıkılırsa tek başıma dans ederim. birileri izlerse aynı rahatlığı kolaylıkla bulamadığım olur. çünkü kolay kolay bedenimi özgür bırakamam gözler önünde. orada bırakmak istemeyebilirim kendimi çünkü. bilirim dans edince kendimden geçeceğimi:) ankaraya sevgiler.

feanor dedi ki...

Eskiden cevap veriyordun yorumlara, n'oldu ki?

guguk kuşu dedi ki...

sabah güneşli havaya uygun cıvıl cıvıl bir sabah şarkısı aradım durdum arabada ama nafile....bu harika bir sabah hediyesi oldu...teşekkürler

EmRe SeLeS dedi ki...

ZAZ'ın albümünü aldığım gün, bu yazınla karşılaştım. Çok hoş oldu. Bana yazın yakınlarda izlediğim bir filmi anımsattı. İzlemediysen beni benden alan bu filmi tavsiye ederim:

http://www.youtube.com/watch?v=cXpFD7gi8R0

Sevgiler!

xl dedi ki...

şunu farkediyorum bu ara, ne kadar da kaskatı kesmişim öğretilenlere uyum sağlamak adına... bilinçli-bilinçsiz rol modellerin yaşamlarını taklit ederken unutmuşum kendiminkinin varlığını. hayatımın hangi alanını paylaşıyor olurlarsa olsunlar, iletişimde olduğum varlıklara karşı hep mutasyona uğramış davranışlar. ve teşekkürler, bu öğleden sonrası uykusundan uyandıran nefis kokulu aktarım için.