Aynaya bakarak taklit ediyorum o anı... Gözbebeklerim büyüyor önce..” inanmiyorum.. gerçekten mi” diye soruyorum birkaç kez kendi kendime.. Kocaman oluyor gözlerim.. Aklım hala almıyor “nasıl” olduğuna.. Sonra ellerimle açık kalan ağzımı kapatıyor, şaşkınlığımı gizliyorum kendime. ” Aaa bak ya” diye diye... Kalbim daha hızlı atmaya başlıyor.. Gözlerim doluyor bir anda mutluluktan.. Elimi kolumu koyacak yer bulamıyorum..”Biraz oturayım bunu hazmedemeyeceğim böyle diyorum.” Gülümseyerek “ bak ya Tanrı’nın işine “ diyorum hala yarı inanır –yarı kandırılmışım gibi.. Gülümsüyorum.. İçimdeki herşey akıp gitmiş gibi.. Koca bir boşluk, bir anda büyük bir mutlulukla dolmuş gibi.. Gözlerim dolarak gülümsüyorum.. Deli gibiyim... İçim dolu dolu oluyor böyle.. Mutlu mutlu...Çok ağlamak istiyorum sonra.. Bu kez de mutluluğa ağlamak..”Şans mı –kader mi” diyorum..Tüm evren çok güzel geliyor ve ben herkesi kucaklamak istiyorum o anda... İçim içime sığmıyor.. En yüksek dağı aşabilecek, en derin kuyuya korkusuzca girebilecek kadar cesur hissediyorum kendimi... Mutluyum çünkü... Evren beni hediyelendirmiş... Sefasını sürüyorum bir gözlerimi silerek, bir gülerek, birden güçle doluyor içim.... İnancım artıyor mucizelere bir daha ... Teşekkür ediyorum...
Kimlere haber versem.. Nasıl versem diye düşünüyorum... Nasıl muzurluk yapsam... Sevinirler mi benim kadar... Haberi verdiğim andan sonra, sessiz kalıp onları dinleyeceğim geliyor aklıma.. Ne derler ki? Kalpleri benimle bir atar mı ki o anda... Annemin gözleri dolar.. Hisseder miyim ki... Babam gururlanır kesin tok tok konuşur... Ablam benden daha sağlamcıdır.. Kafası karışır.. Güçlü kalakalır yeşil gözlerini kocaman açıp sanki.. Selma, kocaman gülümser, içi sevinir biliyorum... Sonra siz varsınız haber verilecek.. Aklıma geliyor.. Tüm bunlar aklıma geliyor..Aynanın başındayim..
Bilkent üniversitesinde hazırlıkta okuyordum.Yeni yetme üretkenliğim hazırlıkta ingilizce okuyarak ölüyordu.Okulu sevmiyordum. Çünkü Hacettepe Güzel Sanatları kazanmak için 4 arkadaş iki yıl boyunca Muharrem Pire’nin atölyesinde ders almıştık. Beraber herşeyi yapıyor,beraber hayaller kuruyorduk. Öyle öz güvenliydik ki, hiç ayrılmayacağız sandık..2 kişi sınavı alabildi.Onlardan biri değildim.. Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım bölümüne girdiğimde hala tatmin olamamış ve mutsuzdum. Üzerine çiçeklerini kendi çizip boyadığım hippi kot pantolonumla , yeni yetme teyze görünümlü topuklu kızların arasında şaşkın kalmıştım. Ellerimde çıkmamış boyalar vardı,ojeler yerine... Arkadaşlarımı ve gerçekleştiremediğim hayallerimi özlüyordum.. Bir derste, çocuğun birinin kaş- göz oynatıp, elinde arabasının anahtarını sallayarak bana kur yaptığını algıladığım an, tekrar denemeye karar verdim.Tüm motivasyonum bu oldu..O yaz evde karşıma aynayı koyup, desen çizdim durmaksızın.. Ailem benim hayal kırıklığımın farkındaydı. Ama onlara hiçbirşey söylemeden, tatilden Ankara’ya dönüp gizlice sınava girdim. Sonra sınava girdiğimi unuttum..Ya olmazsa... Ayrıca önümde hazırlık atlama sınavım vardı halledilmesi gereken.. Güzel sanatlar sınav sonuçları açıklandığı günü tamamen unutarak yaşadım. Kursa beraber gittiğim yakın arkadaşlarımdan birinin telefonu ile o gün sonuçların açıklandığını öğrendim. “Gel de bak nereyi kazanmışsın” dedi sadece.. Heyecanlanamadım.. Heykel bölümünü kazanmışsam gidebilir miydim ki Hacettepe’ye diye düşündüm... Nereyi kazanmıştım ki.. Korkuyordum.. Bir kez o listede adımı görememenin verdiği umutsuzluğu tatmıştım çünkü..
Servise atlayıp, Üniversitenin yolunu tuttum..Bu okulu, taze hayallerimi ve onlara sahip olabilecek miyim diye çok düşündüm yol boyu.. Listeler rektörlük binasında asılıydı.Rektörlük binasına gitmeyi olağanca geciktirdim.. Bir çay aldım, sevdiğim bahçeye bakan bir bankta oturmaya başladım.. Etrafta sınavı kazanan mutlu yüzlerin yanında, kazanamayan çaresiz bakışları inceledim uzun uzun.. Hangisiydim.. Artık mesai saati son bulup, etrafta kimseler kalmadığı bir zaman diliminde listenin olduğu binaya doğru ilerledim.. Listelerde toplam 80 kişi vardı.. Her bölüm için 20 kişi almışlardı.. Derin bir nefes alıp, kendimi aramaya başladım.. Izdırabımı daha çok arttırmak için, Heykel bölümünden başladım parmakla aramaya.... Yoktum o listede.. Listede olmama hissini bildiğim için, bir yıl önceki aynı sızıyı hissettim içimde.. Arkadaşım dalga mı geçmişti dedim içimden.. Sonra hızlıca her isme bakıp, titreyerek merdivenlerden servis yolunu tuttum.. Dayanamayacaktım.. Elim ayağım durmuyordu.. Servislerin olduğu durağa vardığımda ne düşündüğümü hatırlamıyorum. İçimde ne ile savaştığımı ya da..Zaman durmuş..Kalbim atıyordu sadece, korkuyla, heyecanla, ümitsizlikle.. Üzerime çullanarak, bana sarılan bir beden beni kendime getirdi.. ”Kazanmışsın işteee...baktın mııı” diye bağırarak sarılan... “Bakmadım neyi kazanmışım” diye sordum artık çaresizce... Açlıktan dilenen biri gibi yardım istiyordum aslında.. Bakamadım...”Söyle n’olur..söyle hangi bölümü” Gözlerim dolarak soruyordum.”söylee”..
O an aynı tanımladığım mutluluğu dalga dalga içimde hissettim .. Ağlamakla karışık gülmek, inanamamak, yığılıp kalacak gibi olmak, kalp çarpıntısıyla binlerce teşekkür etmek evrene ve herşeye..Yeni hayaller kurmak, eskilerini de içine gerçekten katarak... Eve gitmek tüm toefl kitaplarını yırtarak kurtuldum sizden diye haykırmak... Bin bir düşünce... Sonra Annemin ağlayan sesi, Babamın tıkanışı telefonda, Ablamın hala sakladığım duygulu mesajı..
Böyle bir heyecan az mı yaşanıyor artık bilmiyorum.En son Selma’nın hamilelik haberine duygulandım böyle.. Ağlamakla karışık gülmek.. Mutluluk hissetmek duygulana duygulana.. Biri “ ne oldu biliyor musun? -bir haberim var sana ” dediğinde içim korkuyor..”Kötü haber değil değil mi ” oluyor ilk tepkim... Ben mi suprizlere tıkadım hayatımı..Yoksa sizde böyle misiniz benim gibi.. Hayat korkutuyor mu hep kötü haberler duyar olduğumuzdan yoksa.. Uzun zamandır böyle bir mutlu suprizin hayalini kuruyorum ben işte. Ne olacağını bilmiyorum. O haberin ne olacağını gerçekten bilmiyorum.. Supriz melekleri bu akşam bir de beni yazılı duysunlar diye yazıyorum.. Meleklerim, beni görseniz aynadaki taklidimde çok başarılıyım.. Hazırım yani.. Geçen gün dişlerimi fırçalarken taklide o kadar kendimi kaptırmışım ki, içim böyle mutlu mutlu, gözlerim dolarak gittim yatağıma..
Hayat gerçekten suprizlerle dolu... Bende çağırıyorum işte... Kafamda boş boş yaptığım hesapları al aşağı etsinler her defasında... Ben hazır aynada taklitlerle ve gerçekten inanarak suprizin yerini yaparken, ve hatta Aynadaki taklidimle Oscar’ı bile alabilecekken... Çağırıyorum.. Sonra bu taklit ile sevinecek bir sürü şey buluyorum gözlerimi dolduran.. Hayal edebiliyorum ya hiç olmazsa...bu bile yeter diyorum sonra.. Ve gönülden teşekkür ediyorum her güne ve yaşadığım suprizlere...
Hayat~;
Suprizlerini eksik etme bizlerden..
Onların farkında olmak yüceliğini bilelim hep.
Bak sonuna kadar açtım kapılarımı ...
Taklitte yapmayacağım söz..
Sadece beni şaşırt her defasında..
Böyle mutluluktan dola dola taşayım...
Belki Teşekkürüm az kalacak her defasında ..
Çünkü denk gelmeyecek içimde ki o kocaman mutluğuma..
Ama inan, O kadar sahici olacak ki o mutluluk
Hiç üzülmeyeceğim Oscar’ı almadığıma...
Onların farkında olmak yüceliğini bilelim hep.
Bak sonuna kadar açtım kapılarımı ...
Taklitte yapmayacağım söz..
Sadece beni şaşırt her defasında..
Böyle mutluluktan dola dola taşayım...
Belki Teşekkürüm az kalacak her defasında ..
Çünkü denk gelmeyecek içimde ki o kocaman mutluğuma..
Ama inan, O kadar sahici olacak ki o mutluluk
Hiç üzülmeyeceğim Oscar’ı almadığıma...
2 yorum:
Fatih Mika dedi ki...
Sevgili Burcu,
Yazini cok sevdim, eline saglik.
Bir de biliyor musun? Zamaninda ben de Turkiye'de o akademi yetenek sinavlarina kac defa takilmisimdir.
O yillarda benimle birlikte sinava girip te kazananlarin acaba yirtabilecek kadar gravurleri var midir?
09 Ekim 2007 Salı 07:29
EFLA dedi ki...
Can�m Brajeshwari
Senden o kadar �ok g�zel haber ald�m ki �imdiye kadar. Sana g�zel bir haber de verebildim. Oscar'a ne kadar yak�aca�n� da biliyorum �i�eklerini kendin �izdi�in hippi kotunla. Sen hayat�n boyunca kendi i�ini hep kendin yapt�n. Tanr�n�n sana hediyesi olan bu yarat�c�l�kla daha da �ok �ey yapaca�n� biliyorum.
Hayat seni hep sevindirsin can�m. Sen sevindik�e ben de sevinece�im, seninkenden az olmayan bir sevin�le.
S�prizlerin ayak seslerini duyuyorum. Bu kadar i�ten bir temenniye evren kay�ts�z kalmayacakt�r...
09 Ekim 2007 Salı 07:50
İsimsiz dedi ki...
merhabalar
yazınız beni çok mutlu etti, hatta o anları yeniden yaşattı. Evet mutluluk, sevgi ve beraberinde gelen sürprizler var olduğumuzu yeniden ve yeniden hatırlatıyor bizlere...
bende size teşekkür ederim
sevgilerimle
zeynep erciyes
09 Ekim 2007 Salı 11:16
Subhankari dedi ki...
Buycummm, sevgili Brajeshwari,
Ben de eminim Selma'nın dediklerinden... Evren kayıtsız kalamaz bu dileklere... Hatta başlamıştır bile nasıl bir ayarlama yapsak acaba diye çalışmalara... Bir de kendimizi sürprizlere ne kadar tıkadığımızı hatırlattığın için sağol... Burada olacağız, o mutluluğu yaşadığında sesinin ışıl ışıl o tonunu duymak için burada olacağız...
09 Ekim 2007 Salı 12:30
Nilambara dedi ki...
Sevgili Brajeshwari, okurken seninle birlikte aynı heyecanı aynı mutluluğu yaşadım adeta :)
ve düşündüm ki sen asla Oscar alamazsın, çünkü yaşarken de tıpkı yazdıkların gibi o kadar sahicisin ki...
bu kadar sevgiyle ve bu kadar yürekten beklediğin sürprizini alırken ben de Subhankari gibi burada olacağım hatta belki de yanında oluruz hep birlikte ağlamakla karışık gülmek için :)
09 Ekim 2007 Salı 22:05
Brajeshwari dedi ki...
yorumlariniz ve sevincleri paylasma guzelligini gosterdiginiz icin tesekkur ediyorum.Herkes mutlu olsun..Çok sevdigim bir cumle var.Perihan Magden yazmisti."Hayat duruyor sanmayın, mutlaka tanrı sizin için kader ağlarını örüyordur o anda"..Bende biliyorum evren hepimizin karşısına o suprizleri çıkaracak..Gülümsetirken ağlatacak..
Oscar alirken masanın altından gizliden okuyacağım metin gibi oldu..:)
zeynep erciyes'e de ayrı tesekkur ederim..Hem sitemizi okuyup,sonra İsmiyle yorum katıp, duygularını bizimle paylaşma cesareti gösterdiği için...
09 Ekim 2007 Salı 23:10
Mehtap Pasin Gualano dedi ki...
Sevgili Burcu, Mutlaka bir cevap gelecek bu cagriya biryerlerden. Umarim seni encok sevindirecek olan gelir. Kapisindan geri donulen seylere gelince; onlar da sana bugun oldugun yerin kapilari acilsin diye kapanmislardir belki, kimbilir...
Bu yazidan dalga dalga umut geciyor okuyanlara farkindamisin?
09 Ekim 2007 Salı 23:51
Brajeshwari dedi ki...
Mehtap:)
pandoranın kutusunda bir tek umut kalmıştır..
Güzel tahlilin için teşekkürler... Umut hep var.Dolu dolu...
ÇOK GÜZEL BİR AN BU..
SEVMEK..
Yorum Gönder