Bu Kadar süre içinde ne yaptık?
Gerek sokaklarda, gerek bilgisayar başında direndik. Biber gazından kaçtık, sloganlar attık, güldük, yer yer ağladık, fikirler ürettik, yorumlar kattık, her şeyi paylaştık. Zaman, olaylar her an değişiyor. Bu süreç çalışmaya başladı. Herkes uyanıyor yavaş veya hızlı, bir şekilde...
Şimdi hepimizin yaşadığımız süreçte kendine bakması gerek. Direnişte nasıl bir duruş sergiledi?
Öncelikle sosyal medyanın gücünü hepimiz öğrendik. Sıcak sakin evlerimizden dün #evedön etiketiyle sokaktaki bir sürü insana ulaşıldı. Evine dönemeyenler “ iyi diyorsunuz da, otobüs yok” diye cevap verse de, evine dönenler çoğunluktaydı.
Bu demek ki, “ortak akıl” çalışıyor. Yani hissettiğimiz ve düşündüğümüz tek bir akıl! Kaygı duyuyorsan, kaygıyı yaratıyorsun. Korkuyorsan, hepimiz korkuyoruz.
Sosyal medyayı doğru kullanmamız gerekiyor. Bu gündemin bize öğretilerinden biri de olsun bu… Paylaştığımız şey o an neye hizmet ediyor? Mesela revirler, telefon numaraları, acil çağrılar… Listenizdeki çoğu arkadaşınız, belki İstanbul’da yaşamıyor, belki sokağa çıkamıyor, belki bir şeyler yapamadığı için kendini kötü hissediyor. Bu paylaşımlar onlarda bir şeyler yapamamanın verdiği kaygıyı, huzursuzluğu ve çokça çaresizliği yaratabilir mi? düşünmek gerek… Bunun yerine belki o gün dışarı çıkmış biriyle özel bilgi paylaşımını yapabiliriz. Böylece bir şeyler yapmalıyım bilinciyle, bilinçsizce kaygıyı yaratmamış oluruz. Korkuyu, Kaygıyı, Öfkeyi içinizde -iletilerinizde besledikçe büyüyüp, başkalarına sıçrayacaktır. Bunun yerine hepimizin BiR olduğunu hatırla, hatırlat!
Herkesin öfkelendiğini biliyorum. Fakat bu çok büyük bir sınav… Şiddetsiz direnişte, nasıl satır-bıçak yoksa, küfür de olmamalı… İletilerde artık daha ılımlı bir dil kullanılmalı.. Hepimiz bunlar ve onlar oldurmaya çalışılırken, özellikle BİZ olmaya ve iletilerde küfre, onların yaptığı, bizim yaptığımız gibi ayrımlara gidilmemeye dikkat etmeli, yapamayanları da bu konuda uyarmalıyız.
Sokağa çıkmalı mı? Belki çıkmalı… Bunu zaman gösterecek. Fakat dışarıda oluşabilecek her tür tehlikeli şey, lehinize olur. Gezi ruhu temiz kalmalı… Bolca mizah üretilmeli… Baş edilemeyecek tek şey iyi kalp, akıl ve olumlu olmaktır. Güçlü olmak, savaşarak değil, niyetinden çıkmadan direnerek olur. Sokağa binlerce insanın çıkması değil, o binlerce insanın içinde yüreğinde bütünleştirici, pozitif ruhu koruması gerekir. Buna hepimiz yardımcı olmalıyız.
Peki şimdi ne olacak? Bence Direnişin en önemli kısmı bu… Öfkeyi yendik, Bir’leşmeyi öğrendik. Ama egolarımızla aramız nasıl? İşte şimdi sınav başlıyor asıl…
Şimdi ne olacak? Bunu yapma-onu alma-şunu yap gibi bir çok ileti okuyacağız bu dönemde… Tabi ki herkesin fikri düşüncesi çok önemli… Ortak akıl yürütmek, yürütürken kendi egolarınla başkalarına ters düşebilecek şeyler söylemek olmamalı… Ortak akıl, bir çok insanın fikriyle yoğunlaşacak. Tüm o fikirlerden bir fikir çıkacak. Fikir üretirken, en doğru fikri bulduğunu ve bunun yapılması gerekliliğini savunan egosuna yenik düşecek.
Şimdi her şeyi izlemeli, olanı görmeli, olacak yeni şeylere de öfkelenmeden hazırlıklı olmalı… Eski enerji kalıbı çözüm arar, yeni enerji olanı olduğu an’da değerlendirir ve o zamana kadar ne olacağını üretmez!
Umudunu koru, Yeni dünya düzeni başlıyor ve unutma bu düzenin tek bir öznesi var: o da SEVGİ...
Gerek sokaklarda, gerek bilgisayar başında direndik. Biber gazından kaçtık, sloganlar attık, güldük, yer yer ağladık, fikirler ürettik, yorumlar kattık, her şeyi paylaştık. Zaman, olaylar her an değişiyor. Bu süreç çalışmaya başladı. Herkes uyanıyor yavaş veya hızlı, bir şekilde...
Şimdi hepimizin yaşadığımız süreçte kendine bakması gerek. Direnişte nasıl bir duruş sergiledi?
Öncelikle sosyal medyanın gücünü hepimiz öğrendik. Sıcak sakin evlerimizden dün #evedön etiketiyle sokaktaki bir sürü insana ulaşıldı. Evine dönemeyenler “ iyi diyorsunuz da, otobüs yok” diye cevap verse de, evine dönenler çoğunluktaydı.
Bu demek ki, “ortak akıl” çalışıyor. Yani hissettiğimiz ve düşündüğümüz tek bir akıl! Kaygı duyuyorsan, kaygıyı yaratıyorsun. Korkuyorsan, hepimiz korkuyoruz.
Sosyal medyayı doğru kullanmamız gerekiyor. Bu gündemin bize öğretilerinden biri de olsun bu… Paylaştığımız şey o an neye hizmet ediyor? Mesela revirler, telefon numaraları, acil çağrılar… Listenizdeki çoğu arkadaşınız, belki İstanbul’da yaşamıyor, belki sokağa çıkamıyor, belki bir şeyler yapamadığı için kendini kötü hissediyor. Bu paylaşımlar onlarda bir şeyler yapamamanın verdiği kaygıyı, huzursuzluğu ve çokça çaresizliği yaratabilir mi? düşünmek gerek… Bunun yerine belki o gün dışarı çıkmış biriyle özel bilgi paylaşımını yapabiliriz. Böylece bir şeyler yapmalıyım bilinciyle, bilinçsizce kaygıyı yaratmamış oluruz. Korkuyu, Kaygıyı, Öfkeyi içinizde -iletilerinizde besledikçe büyüyüp, başkalarına sıçrayacaktır. Bunun yerine hepimizin BiR olduğunu hatırla, hatırlat!
Herkesin öfkelendiğini biliyorum. Fakat bu çok büyük bir sınav… Şiddetsiz direnişte, nasıl satır-bıçak yoksa, küfür de olmamalı… İletilerde artık daha ılımlı bir dil kullanılmalı.. Hepimiz bunlar ve onlar oldurmaya çalışılırken, özellikle BİZ olmaya ve iletilerde küfre, onların yaptığı, bizim yaptığımız gibi ayrımlara gidilmemeye dikkat etmeli, yapamayanları da bu konuda uyarmalıyız.
Sokağa çıkmalı mı? Belki çıkmalı… Bunu zaman gösterecek. Fakat dışarıda oluşabilecek her tür tehlikeli şey, lehinize olur. Gezi ruhu temiz kalmalı… Bolca mizah üretilmeli… Baş edilemeyecek tek şey iyi kalp, akıl ve olumlu olmaktır. Güçlü olmak, savaşarak değil, niyetinden çıkmadan direnerek olur. Sokağa binlerce insanın çıkması değil, o binlerce insanın içinde yüreğinde bütünleştirici, pozitif ruhu koruması gerekir. Buna hepimiz yardımcı olmalıyız.
Peki şimdi ne olacak? Bence Direnişin en önemli kısmı bu… Öfkeyi yendik, Bir’leşmeyi öğrendik. Ama egolarımızla aramız nasıl? İşte şimdi sınav başlıyor asıl…
Şimdi ne olacak? Bunu yapma-onu alma-şunu yap gibi bir çok ileti okuyacağız bu dönemde… Tabi ki herkesin fikri düşüncesi çok önemli… Ortak akıl yürütmek, yürütürken kendi egolarınla başkalarına ters düşebilecek şeyler söylemek olmamalı… Ortak akıl, bir çok insanın fikriyle yoğunlaşacak. Tüm o fikirlerden bir fikir çıkacak. Fikir üretirken, en doğru fikri bulduğunu ve bunun yapılması gerekliliğini savunan egosuna yenik düşecek.
Şimdi her şeyi izlemeli, olanı görmeli, olacak yeni şeylere de öfkelenmeden hazırlıklı olmalı… Eski enerji kalıbı çözüm arar, yeni enerji olanı olduğu an’da değerlendirir ve o zamana kadar ne olacağını üretmez!
Umudunu koru, Yeni dünya düzeni başlıyor ve unutma bu düzenin tek bir öznesi var: o da SEVGİ...
(Bu söz,Nilambara DD'e aittir)
1 yorum:
Hepsi doğru ve güzel tespitler. Bir damar yakalandığı doğru; artık bir protesto edebilme kabiliyetini fark etti insanlar. Bunların hepsi güzel...
Ama bir soru ve cevabı çok önemli; bu aşamadan sonra amaç ne? İlk günlerde amaç Gezi'yi korumaktı ve bu büyük ölçüde başarıldı. Hatta bence tahminlerimizin bile ötesinde bir başarı elde edildi. Girişimlerimizi doğru yapsaydık, bırakın Gezi'deki ağaçları korumayı işi oradaki otelleri ve hatta siz şimdi çok kızacak olsanız da AKM'yi de yıkarak orada kocaman bir şehir ormanı elde etmemiz bile olasıydı. Ama bu sokakları yakıp yıkarak yapılamazdı. Ben bu #evedön deme işini ilk hafta pazar gününden itibaren yaptım. Ama olmadı. Şimdi küçük de olsa en baştaki beklentimiz kazanıldı. Gezi'ye dokunulmayacak.
O halde... Amaç ne? Sosyal medyada ya da sokaklarda neyi protesto edeceksiniz?
Yorum Gönder