05 Şubat 2009

MİM: Proust Testi

Fotograflardan öyküler türettiği güzel yazıları sayesinde tanıştığım ve hayal gücüne her seferinde hayran kaldığım Sevgili blog yakışıklısı Vladimir 'in bana pasladığı bu mim ile nanik yapıyorum size... (Diğer mimlerimi hatırlıyorum. Unutmadım. Yakında...)



Önemli not:
Proust testi denilen bu soru mimlemesi, şu aralar blog dünyasında hızla dolaştığı gibi, bu sorulardan farklı beş Proust testininde dolaştığını bildirmek isterim. Önleminizi alınız.
...
..
.
Sizi en çok üzecek olay?
Özlemek, geri gelmeyecek olanı.. Üzmekten ziyade, üstesinden gelme zorluğu... Belki de bu büyümenin başka bir adı..

Nerede yaşamak isterdiniz?
Küçük bir sahil kasabasında yaşamak isterdim. Buradaki görevim bitince(?), yol beni götürecek sanırım o yere...

Yaşayabileceğiniz en mutlu an?
Yola çıkmışım. Camdan manzara akarken, kendime ve arkada bıraktığım bene bakıyorum yansıma da.... O an işte çok mutlu, aynı şu an gibi:)

Hangi hataları hoşgörüyle karşılayabilirsiniz?
Benim hoşgörüme gerek olmadan hataların yapılması, evrenin kanunu. Nötr olmaya çalışırdım, her hataya karşı. Olması ve yaşanması gerekliliğini bilerek, hem benim –hemde bana yapılan hatanın neden karşıma çıktığını görerek...

En sevdiğiniz erkek karakter?
Garfield ( Ne isterse yapıyor, hiçbirşeye mudahil değil, ama herşeyin içinde ve mutlu)

En sevdiğiniz kadın karakter?
Safinaz (Kadın gibi kadın, çok gerçek)

Tarihteki favori kahramanlarınız?
Atatürk...
ve tüm anneler kahraman bence...
Tarihi yaratanların anneleri de...

Gerçek hayattaki favori kahramanlarınız?
Babam, Annem, Ablam, Sevgilim, Dostlarım... Hocalarım, Yolumu aydınlatanlar ve herkes bir kahraman aslında... Hepsi kalbimi fethediyor, savaşmadan, duruşları ve varlıklarıyla....

En sevdiğiniz ressam?
Tamara de Lempicka (Çok gizemli geliyor. İnanılmaz bir gözlem yeteneği olduğunu düşünüyorum. Resmettiği herkes güçlü görünüyor. Bunun altında yatanı arıyorum her resmine bakışımda.)

Ve Ben.. ( Henüz resim yapmaya başlamasamda, içimdeki tembelin gitmesini ve yaratıcı olanın gelmesini bekliyor boş tuvallerim – Bir sergi açacağım bu yaşamımda... Biliyorum:)

En sevdiğiniz müzisyen?
Ney çalan herkese aşık olabilirim. Geri kalanlarını saymakla bitiremem.

Bir erkekte en çok beğendiğiniz özellik?
Doğal, şeffaf, samimi olup, gözleriyle gülümseyenler.
Gücünde de, zayıflığında da erkekliğinin arkasına sığınmayanlar..

Bir kadında en çok beğendiğiniz özellik?
Doğal, şeffaf, samimi olup, gözleriyle gülümseyenler.
Gücünde de, zayıflığında da kadınlığının arkasına sığınmayanlar..

En sevdiğiniz erdem?
İnsanın özündeki ışığı, üstünde taşıması..

Yapmaktan en mutlu olduğunuz iş?
Yoga, Fotoğraf çekmek, yeni birşey yaratmak yazarak-boyayarak- yemek yaparak ve nefes almak, yaşadığımın farkında olarak......

Kimin yerinde olmak isterdiniz?
Olmaya koyulduğum kendimin...

Arkadaşlarınızda hangi özelliklerin olmasını istersiniz?
Hepsinden çok memnunum.. 'Aynı tüyden kuşlar, beraber uçarlar' hesabı... Hangi özelliklerinin olmasını istiyorum diye sorduğumda, kendimdeki eksiğe bakmam gerekiyor. Ben değiştikçe, arkadaşlarımla beraber değişiyorum veya hayatıma yeni mucizeler giriyor.

Kendinizde gördüğünüz en temel eksiklik?
Herşey kontrol altında olmalı, özellikle alkollü alanlarda... Bu konu üstüne bu yılbaşı masterimi verdim. Yeni bir kutlamada doktoramı da verip, sonraki kutlamalarda ordinaryus profesor olabilirim. (Tek bir şartla, herkes alkolluyken eve taksiyle dönecek) Biliyorum, sarhoşların meleği vardır. O halde onları eve sağsalim getirirler. Ama ben, bu konuda geçmiş hayatlarımdan bir karma taşıyorum sanırım...

Bir de, geçenlerde sevdiğim bir arkadaşım, bende sevdiği yönlerimi sayarak beni fazlasıyla mahçup etti. Sonra da bir tek eksiğin var dedi. Bazen o, komik bir espri yapınca, ben Fransız asilzadeleri gibi sadece tebessüm ediyormuşum, kahkaha atmak yerine.. Bu durumda onun kötü espri yaptığını düşünebiliriz ama ben yine de bu tür durumlar için, tebessüm etmeyi ileri kademeye taşımak adına evde çalışmalar yapıyorum. Ahahaaa çok komik diyerek ve gülerken sanki yanımdakinin üstüne hafiften düşerek... :)

Hayatınızın en büyük şanssızlığı?
Shirazı evimde besleyememek... (Alerji sorunsalımız aşıyla çözümlense bile, özgür kız bahcede dolaşmayı seviyor, apartman katında delireceği için şu anda anneannesi ve dedesiyle yaşıyor, her gece uykumda miyavlamasını duysam bile, buna katlanıyorum.)

En sevdiğiniz renk?
Kırmızı-Siyah
Mor

En sevdiğiniz çiçek?
Papatyalar mutlu ediyor beni ? Çabasız bir güzellikleri var çünkü...

En sevdiğiniz kuş?
Güvercinleri seviyorum, onlarda beni seviyor... Bir derste "Şükür taşı" edinin dedi reiki hocamız bize.. (Cebinde taşıyacaksın, taşa ne zaman dokunursan hayatımdaki bir güzellik için şükredeceksin, bu yüzden adı şükür taşı.. ) Taş beni bulur diyorum, evde bir sürü taş var, seçemiyorum. Bir gün sabah kalktım, balkonda beslediğim güvercinler bir tane taş getirmişler apartmanın 14.katına, benim balkonuma, sanki bana özel.. O yüzden, en sevdiğim kuşlar Güvercinler...

En sevdiğiniz yazar?
Paul Auster, Kafka, Boris Vian

En sevdiğiniz şair?
şu şairi seviyorum diyebilecek kadar, iyi bir şiir okuyucusu değilim.

Tarihte en sevmediğiniz karakter?
Herhangi bir zaman aralığı içinde, hayvan katliamı yapan, onları denek olarak kullanan, ağaçlara işkence eden, doğanın kendine hizmeti için varolduğuna inanıp onu yoketme hakkına sahip olduğunu düşünen cehaleti-yada-kişileri sevmiyorum. Nefretimin en doruğa çıktığı kişiler bunlar...Siyasetçilere, Hırslarıyla dünyayı kirletenlere de bayılmıyorum, ama nefretimi yollamaya kimseyi değer bulmuyorum şu anda.. (Bakarmısınız o bile değerli :)

Tarihi biz yarattık. Hala yaratıyoruz.. O karakterleri biz yarattık, hala yaratıyoruz. (Biz= sen, ben, onlar, hepimiz, toplumlar, topluluklar, bilincimiz )

En çok isteyeceğiniz özellik?
İşaret parmaklarımı birbirine değdirerek, an'ı durdurmak..

Nasıl ölmek isterdiniz?
Mutlulukla, ışığa doğru... :)

Hayattaki sloganınız?
Yapma,
ol,
hep aynı aşkla...

Şu anki ruh haliniz?
Beyaz ..
.....
Bu mim Allegra'nde'ye, Berrin'e, Arzu Pınar'a gitsin..
Eğer yazmak istemezlerse, o zaman yazıları anlatsın bize onları...
..
Hepsini okuyupta, bu cümleye gelen herkese....
Teşekkürlerimle..

14 yorum:

Yapıncak Gürerk dedi ki...

Brajeshvari, biraz daha tanıdım seni. Mim sağolsun! Bazen güzel olabiliyor demek ki bu "mim"ler.

Çabukça cevap verilmesi zor sorular değil mi?

beenmaya dedi ki...

çoğu cvapta hiç şaşırmadım nedense ve tebessümle okudum :)) ha bu arada ben sana ismail'in öyküsünü anlatmamışmıydım. hatırlat da bahsedeyim ondan sana. hangi ismail dersen güvercinim ismail :)))

berrin dedi ki...

burcu cum
okurken beni mimle diye içimden geçirdim:))

Uma dedi ki...

Gulme pratiginde cok guldummm :)) Ilahi ! (Bak ne guzel bir sozmus bu hic farketmemistim daha once)
Ilahi Brajeshwari :)))

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Diyorum ki yol bizi o sahil kasabasına taşısa da yan yana evlerimizden başımızı uzatıp günaydın deke birbirimize :)

Allegra'nde dedi ki...

mim mim mim :D
ama sen de bana en zor mimi mimlemişsin :D

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Burcu'cugum, seni hic tanimadan taniyorum artik galiba.. Tam senden bekledigim cevaplar bunlar.. sahil kasabasi kismi haric.. cok "sehirli" bir kadinsin bence.. Donersin buyuk sehre gibi geliyor...

Basak dedi ki...

cevapların bana da kendi cevaplarımı düşündürdü. Geri gelmeyecek olanı özlemek... Başka boyuta geçtiğini, dönüştüğünü kabul edebilsen de artık hiç göremeyecek olmayı kabulde sıkıntı yaşamak. Sanırım ben de bu korku var, geçmişimde "ansızın" ve kimsenin arzu etmeyeceği şekillde boyut değiştiren insanların olması ve benim o zamanlar başka bir bilinç seviyesinde olmam sebebiyle olanı kabul aşamasında yanlış kodlar girmem sebebiyle... O günlerden buyana hala kodları düzeltmekle meşgulüm, galiba düzelme yoluna girmiş, yakın zamanlarda boyut değiştiren akraba ve tanıdıklara verdiğim tepkiden anladığım...

Nilambara dedi ki...

"En sevdiğiniz erdem?
İnsanın özündeki ışığı, üstünde taşıması.."
tüm cevaplar sen, ama bu cevabın... beni fena çarptı... çok çok güzelll :)

ella dedi ki...

Okurken şükür taşına takıldım. Ne kadar güzel bir şey. Birden içimden bir şükür taşı edinmek geldi.

Vladimir dedi ki...

Doğal, şeffaf, samimi bir yazı bu, yazarken belki de gözlerinle gülümsüyordun.

Aydan Atlayan Kedi gibi düşünüyorum, o sahil kasabasının sıra sıra evleri ile ilgili.

:))

MeaCulpa dedi ki...

Önce sabrından dolayı seni tebrik ediyorum sevgili burcu. Bu kadar çok soruyu sabırla cevapladığın için:)) Yazını yüzümde huzurlu bir gülümsemeyle okudum, tüm yazılarında olduğu gibi. Bence ruhunun dinginliği yazılarına çok net yansıtabiliyorsun. En çok "kadında ve erkekte en çok beğendiğiniz özellik?" sorularına verdiğin cevap hoşuma gitti:)) Sevgilerimle

Brajeshwari dedi ki...

yapıncak
Teşekkür ederim yorumun için.:) Aslında hiçbir soru zor değil de, niyeyse insanın kendini anlatması zor geliyor bana..

beenmaya
ismailin öyküsünü anlatsana blogunda bize...Bir de neden İsmail ? İsmail Türüt ?!

berrin açılmış
e mimledim Berrincim seni.Hani nerdee?

Uma
:)
Bu kafiye ve ses uyumundan bana şiir çıkar belki..
Teşekkür ederim Güzel Uma..

Aydan Atlayan Kedi
Kooperatif kuralım diyorum Fulyacım :) Kedilerde besleyelim, ne kafayı uzatıp, günaydınlaşması, ben senin evinden çıkmam ki ...

Allegra'nde
Alle için zor yoktur. Aşılması gereken engel vardır. Zıpla penguen :)

Mehtap P.G
Mehtap bu yorumuna sevindim. En azından bir yerde çok şehirli görünmüşüm ya sana..Bilemiyorum, dönermiyim. Bunu gidince anlayacağım aslında :)

Basak
Bunları hissetmek gayet insani aslinda Başakcim. Bazen bildiğin ama uygulamakta zorlandığın şeyler olur.Bu da onlardan biridir. Ama yine de, korkudan çok özlemenin üstesinden gelmek için bilgiden daha çok –yüce bir sevgi gerekiyor hem gidene, hem Tanrıya...

Nilambara
İnsan özündeki ışığı, üstünde taşır.. Görünür o..Siz de iyi bilirsiniz bunu Nilambaracım, her sabah aynada gördüğünüz için, bilirsiniz...:)

owl
Sevindim buna takılmana.. Sadece bir taş, ne minnetler taşıyor düşünsene her dokunduğunda :)

Vladimir
Güzel görüşlerin için teşekkür ediyorum Vladimir :) Kooperatif kurmak için minumum kaç kişiye ihtiyacımız var sence.. Sayıyı bulunca, hemen bir blog kuralım.


Haşim Arıkan
Teşekkür ediyorum .Dönüşünüze sevindim.Yazıda ne bulduysanız,siz de de vardır onu görmüşsünüzdür mutlaka... Bizde olmayanı, başkasında göremeyiz çünkü..

Benim gözümde kadın ve erkek çok ayrılmıyor. Sanırım en zor soru o ikisiydi..:)Sevgilerimle...

feanor dedi ki...

biraz daha tanımış oldum seni :)

evdeki kahkaha çalışmalarına çok güldüm; nedense seni hep kahkahalarıyla kulak çınlatan bir kadın gibi görüyordum ama :)

seviyorum seni brajeshwari'm :)