kabakular var da, nazikkulak niye yok
gerçekdışı var da, gerçekiçi niye yok
mor marmara mermeri" var da, "mer marmara mormoru" niye yok...
baston var da, tizton niye yok
absoulut mandrin var da, perhaps orange niye yok
lord of the rings var da, queen of the neckless' niye yok
tutkal var da, defolgit niye yok
vantilatör varda, 2tilatör niye yok.
salsa varda, tutsa niye yok
microsoft var da, macrohard niye yok
kadınbudu köfte var da, erkekkarnı börek niye yok
bolluk var da, para neden yok ( saçmalama cümlesi olarak kabul edilmişti)
Jay Jay Johanson" var da, " John John Jason" niye yok...
ayşekadin fasulye var da, hasan amca patates niye yok.
ajdar var da, panzehiri niye yok !!
Geçen bayramdı. Böyle başlamıştı oyun.. Evde, bayram geçirmeye hazır 4 arkadaştık. Tatil planı şöyleydi, bayramın ilk günü el öpme ve ziyaret faslını bitirip, sonraki günler beraber takılacaktık. Birdenbire çıktı, oyunun adını "O var da bu niye yok" koyduk. İyi bir oyundu. Artık devamlı düşünür olmuştuk. Kelimelerle oyun oynuyorduk, gülüyorduk.. Saçmalamak serbesti. Sabah uyanan, gece aklına geleni patlatıyordu kahvaltı masasında, Dvd de görüntüyü dondurup, tuvalet molasından gelen yeni bir eklenti yapıyordu oyuna, tabela okuyup aklına yeni bir sözcük gelen arabada arkasına dönüp, cümlesini söylüyor, oyunu devam ettiriyordu. Oyun o bayramın bitişiyle bitti. Ben hala oynuyor buluyorum kendimi bazen, başka şekillerde de olsa..
O var da bu niye yok sorusunu ciddi ciddi sorduğum zamanlarda oluyor. Genelde dükkan dolaşırken bu soruyu soruyorum. Şu atkıya, bir de bere monte etselermiş. Atkı var da, bere niye yok.. Şu buz kalıplarını, elmas şeklinde yapmadılar. Kare şeklinde var da, elmas şeklinde niye yok. Bazen bu sorularıma kendimce çözümler ürettiğim oluyor. Geçenlerde bir arkadaşıma mektup atacaktım, “Niye bu zarfların daha eğlencelisini yapmıyorlar “diyerek, ofis store’dan çıktım. Evde dergilerden birininden güzel bir sayfa kesip, zarf ebadında katladım. Adres yazılacak yere beyaz bir etiket yapıştırdım. Pek hoş oldu. Mektubu alan arkadaşım, özellikle zarfı görünce çok eğlendiğini söyledi.
Böyle suprizler yapmaya bayılıyorum. O varda bu niye yok oyunum hala sürüyor bir şekilde aslında.. Hediye vereceksem, alınabilir şeyler seçmektense, ben böyle birşey yapıyım diyorum. El emeği hediyeler yapmayı seviyorum. Bazen çok fena çuvallasamda, yine de alanı mutlu ediyor.
Yıllar önce, arkadaşım Özge için yılbaşı hediyesi olarak vereceğim bir poster ile başladı bütün eğlencem.. Ona The Cure posteri almak için muzik marketlerde dolandım. Sonra istediğim gibi bir poster bulamayıp, evde bilgisayarda kendim birşeyler yapmaya karar verdim. Çok güzel bir fotoğraf buldum. Fakat bir anda aklıma bir fikir geldi. Çok eğlenerek yaptım. Hediyenin içine de bir not iliştirdim. ”Sen, benim gözümde bu grubun bir elemanısın.. İyi yıllar” diye.. Özge hediyeyi aldı, teşekkür etti. Birkaç gün sonra telefon etti, “Burcu, şimdi çerceve yaptırdığın Cure posterine bakıyorum da, bunlardan biri çok fena bana benziyor “ dedi.. Gülümsedim.
Supriz yapmayı seviyorum. Özel günler için alınacak bir sürü hediye yerine, daha eğlenceli yeni birşeyler üretebilmek... Bir arkadaşımın doğum günü için bir sepet dolusu kurabiye yapmıştım. Çin restoranında çantama attığım chopsticklerin üstüne kalpler ve iyi dileklerimi belirten notlar yapıştırıp, sepete saplamış, bir de renk renk kurdelayla süslemiştim sepeti.. Sepetin içine annelerin anaokulda yaptığı gibi ev yapımı limonata koymuştum. Doğum günüydü ve işe gittiğinde arkadaşlarıyla paylaşır diye düşünmüştüm. Peki bunu nasıl vereceğim dedim sonra.. “Al bunu sana yaptım” diyerek uzatmak olmazdı. Annesini aradım, işbirliği yaptım. Gecenin bir yarısı arabasının yedek anahtarını, o farkında olmadan annesinden aldım. Arabanın arka koltuğuna balonlar arasına sepeti koydum. Bu da yetmedi, otoparkta duran arabasını 4 rulo tuvalet kağıdıyla sardım. Alttan ruloları atıp, üstten çevirerek sarmaladım. Her gece sitede dolaşan güvenlik görevlileri de, benim bu hoş suprizim için arabayı rulolarla dolamama yardım etti. Ayrıca, yardımları dışında, diğer nöbetçi arkadaşları da uyaracaklarını –sabaha kadar arabaya bakıp birşey olmayacağı sözünü de verdiler. Onlarda suprizin parçası olmaktan mutluydular. Sabah olduğunda işe gitmeden erken kalkıp, olay mahallinde saklanarak pusu kurdum. Arkadaşım işe gitmek için çıktığında yapabildiğim kadarıyla makinemle yüzündeki o şaşkın ve kızgın ifadeyi kareliyordum sessizce, hatıra niyetine... Anlamamıştı, sinirliydi. Kötü bir şaka sanmıştı bunu.. Belki de sabah sabah işe geç kalacağım korkusu sarmıştı. Tüm ruloları temizleyip, çöpe attğında arabanın içinde de birşeyler olduğunu gördü, şaşırdı. O gün doğum günüydü. Arabayı bindi. Muhtemelen çok sevindi. Sepeti kucağına aldığında, saklanarak yaklaştım, kapıyı açıp yanına oturdum. Ondan daha mutluydum. Çünkü çok eğlenmiştim.
Benim böyle supriz hikayelerim çoktur. Çalışmak zorunda olmayıp, keyif için iş yap deseler "Suprizler dükkanı" açıp, supriz tasarlamak isterdim insanlara... Onlardan daha çok eğlenirdim eminim.
gerçekdışı var da, gerçekiçi niye yok
mor marmara mermeri" var da, "mer marmara mormoru" niye yok...
baston var da, tizton niye yok
absoulut mandrin var da, perhaps orange niye yok
lord of the rings var da, queen of the neckless' niye yok
tutkal var da, defolgit niye yok
vantilatör varda, 2tilatör niye yok.
salsa varda, tutsa niye yok
microsoft var da, macrohard niye yok
kadınbudu köfte var da, erkekkarnı börek niye yok
bolluk var da, para neden yok ( saçmalama cümlesi olarak kabul edilmişti)
Jay Jay Johanson" var da, " John John Jason" niye yok...
ayşekadin fasulye var da, hasan amca patates niye yok.
ajdar var da, panzehiri niye yok !!
Geçen bayramdı. Böyle başlamıştı oyun.. Evde, bayram geçirmeye hazır 4 arkadaştık. Tatil planı şöyleydi, bayramın ilk günü el öpme ve ziyaret faslını bitirip, sonraki günler beraber takılacaktık. Birdenbire çıktı, oyunun adını "O var da bu niye yok" koyduk. İyi bir oyundu. Artık devamlı düşünür olmuştuk. Kelimelerle oyun oynuyorduk, gülüyorduk.. Saçmalamak serbesti. Sabah uyanan, gece aklına geleni patlatıyordu kahvaltı masasında, Dvd de görüntüyü dondurup, tuvalet molasından gelen yeni bir eklenti yapıyordu oyuna, tabela okuyup aklına yeni bir sözcük gelen arabada arkasına dönüp, cümlesini söylüyor, oyunu devam ettiriyordu. Oyun o bayramın bitişiyle bitti. Ben hala oynuyor buluyorum kendimi bazen, başka şekillerde de olsa..
O var da bu niye yok sorusunu ciddi ciddi sorduğum zamanlarda oluyor. Genelde dükkan dolaşırken bu soruyu soruyorum. Şu atkıya, bir de bere monte etselermiş. Atkı var da, bere niye yok.. Şu buz kalıplarını, elmas şeklinde yapmadılar. Kare şeklinde var da, elmas şeklinde niye yok. Bazen bu sorularıma kendimce çözümler ürettiğim oluyor. Geçenlerde bir arkadaşıma mektup atacaktım, “Niye bu zarfların daha eğlencelisini yapmıyorlar “diyerek, ofis store’dan çıktım. Evde dergilerden birininden güzel bir sayfa kesip, zarf ebadında katladım. Adres yazılacak yere beyaz bir etiket yapıştırdım. Pek hoş oldu. Mektubu alan arkadaşım, özellikle zarfı görünce çok eğlendiğini söyledi.
Böyle suprizler yapmaya bayılıyorum. O varda bu niye yok oyunum hala sürüyor bir şekilde aslında.. Hediye vereceksem, alınabilir şeyler seçmektense, ben böyle birşey yapıyım diyorum. El emeği hediyeler yapmayı seviyorum. Bazen çok fena çuvallasamda, yine de alanı mutlu ediyor.
Yıllar önce, arkadaşım Özge için yılbaşı hediyesi olarak vereceğim bir poster ile başladı bütün eğlencem.. Ona The Cure posteri almak için muzik marketlerde dolandım. Sonra istediğim gibi bir poster bulamayıp, evde bilgisayarda kendim birşeyler yapmaya karar verdim. Çok güzel bir fotoğraf buldum. Fakat bir anda aklıma bir fikir geldi. Çok eğlenerek yaptım. Hediyenin içine de bir not iliştirdim. ”Sen, benim gözümde bu grubun bir elemanısın.. İyi yıllar” diye.. Özge hediyeyi aldı, teşekkür etti. Birkaç gün sonra telefon etti, “Burcu, şimdi çerceve yaptırdığın Cure posterine bakıyorum da, bunlardan biri çok fena bana benziyor “ dedi.. Gülümsedim.
Supriz yapmayı seviyorum. Özel günler için alınacak bir sürü hediye yerine, daha eğlenceli yeni birşeyler üretebilmek... Bir arkadaşımın doğum günü için bir sepet dolusu kurabiye yapmıştım. Çin restoranında çantama attığım chopsticklerin üstüne kalpler ve iyi dileklerimi belirten notlar yapıştırıp, sepete saplamış, bir de renk renk kurdelayla süslemiştim sepeti.. Sepetin içine annelerin anaokulda yaptığı gibi ev yapımı limonata koymuştum. Doğum günüydü ve işe gittiğinde arkadaşlarıyla paylaşır diye düşünmüştüm. Peki bunu nasıl vereceğim dedim sonra.. “Al bunu sana yaptım” diyerek uzatmak olmazdı. Annesini aradım, işbirliği yaptım. Gecenin bir yarısı arabasının yedek anahtarını, o farkında olmadan annesinden aldım. Arabanın arka koltuğuna balonlar arasına sepeti koydum. Bu da yetmedi, otoparkta duran arabasını 4 rulo tuvalet kağıdıyla sardım. Alttan ruloları atıp, üstten çevirerek sarmaladım. Her gece sitede dolaşan güvenlik görevlileri de, benim bu hoş suprizim için arabayı rulolarla dolamama yardım etti. Ayrıca, yardımları dışında, diğer nöbetçi arkadaşları da uyaracaklarını –sabaha kadar arabaya bakıp birşey olmayacağı sözünü de verdiler. Onlarda suprizin parçası olmaktan mutluydular. Sabah olduğunda işe gitmeden erken kalkıp, olay mahallinde saklanarak pusu kurdum. Arkadaşım işe gitmek için çıktığında yapabildiğim kadarıyla makinemle yüzündeki o şaşkın ve kızgın ifadeyi kareliyordum sessizce, hatıra niyetine... Anlamamıştı, sinirliydi. Kötü bir şaka sanmıştı bunu.. Belki de sabah sabah işe geç kalacağım korkusu sarmıştı. Tüm ruloları temizleyip, çöpe attğında arabanın içinde de birşeyler olduğunu gördü, şaşırdı. O gün doğum günüydü. Arabayı bindi. Muhtemelen çok sevindi. Sepeti kucağına aldığında, saklanarak yaklaştım, kapıyı açıp yanına oturdum. Ondan daha mutluydum. Çünkü çok eğlenmiştim.
Benim böyle supriz hikayelerim çoktur. Çalışmak zorunda olmayıp, keyif için iş yap deseler "Suprizler dükkanı" açıp, supriz tasarlamak isterdim insanlara... Onlardan daha çok eğlenirdim eminim.
Bir gün televizyonda beraber program yaptığım iş arkadaşım sevgilisine evlenme teklifi edeceğini söyledi. Ama alalade bir şekilde bu teklifi etmek istemediğini de belirtip, benden yardım istedi. 3 gün düşündüm üstüne.. Sonra, kukla tiyatrosu yapan bir arkadaşımdan yardım istedim. İnek, kostumuyle bir oyuncu ayarlayabildik. Fakat bu heyecanın içinde olmak istediğimiz için, bizde kukla kiyafetleri edindik. Ben tavşan kılığındaydım. Popomda kocaman bir ponpon vardı. Damat, üzerinde elma olan bir ağaç oldu. Elleri havada duruyordu. Ben, inek ve ağaç hep beraber kızın işyerine gittik. Gitmemiz bir komikti. Arabadan indiğimizde, herkes maskelerini taktı. Asistan çocuklardan birini, şöför ve cep telefonu kullanıcısı olarak olaya dahil ettik. Yürüyerek şirketin içine girdik. Asansörde bize bakıyorlar, gülüyorlar, biz heyecanlanıyorduk. Şirketin kapısını çaldık. İnek bey, danışmaya kızın ismini söyledi. İçeriden insanlar kafalarını uzatıp, anlamaya çalışıyordu. Sirkten kaçmış gibiydik. Ben zıplıyor, İnekle şakalaşıyordum. Bir tek ağaç, öylece kolları havada duruyordu. Kostümün içinde heyecan vardı, biliyordum. Kız danışmaya geldi. Bir an aptallaştı. İnek, elindeki çiçekleri kıza verdi, dizinin üstüne çömeldi ve elini öptü. Çiçeklerin üzerindeki notta "Seni çok seviyorum" yazıyordu. Sonra İnek, peluş cebindeki mini playerdan düğmeye bastı. Yoncimikten “Bandıra bandıra ye beni” çalmaya başladı. Tabiki ikisinin özel şarkıları bu değildi :) Amaç tamamen şaşkınlığı arttırmaktı. Bandıra bandıra ye beni çalıyor, biz inekle dansediyor, kol kola giriyor dönüyor, ara sıra donakalmış ağaca popo atıyorduk. Herkes şaşkındı, gülüyor kıza bakıyordu. Şarkı devam ederken İnek bey, kızın elinden tutup, masasına doğru götürdü. Cep telefonunu aldırdı. O sırada, şarkının bir yerinde "bu mesajları yollayacaksın" dediğimiz asistan çocuk şirketin kapısının önünde işareti aldı ve damadın telefonundan kızın telefonuna “Benimle evlenir misin” mesajini attı. Kız mesaji aldı, gülümsedi. Sonra bir mesaj daha geldi. “Şimdi cevabın evet ise, ağacın elindendeki elmayı al - Hayır, ise teşekkür edip onları ormanlarına yolla”. Kız yine şaşkın gülümsedi. Durdu, düşündü. Bize teşekkür edecek diye çok korktuk. Etraftakilerde bu durumu anlayıp, gülümsediler. Sonunda gitti, ağacın elinden elmayı aldı. Herkes alkışladı. Kızı da dansımıza kattık. Şarkı bittiğinde kostumlerimizi çıkardık. Herkes birbirine sarıldı. Kız bizi görünce şaşırdı. Ağaç damat, heyecandan mı,yoksa kostümden midir nedir hayli terlemişti..
Biliyorsunuz yeni yıl geliyor. Büyük bir bayram tatili de yeni haftayla başlıyor. Bu yeni yılda suprizler için, beynim yine fırıl fırıl çalışıyor. Tüm bayram, yapabileceğim minik suprizler planlarını düşünüp, uygulamaya geçmek için sabırsızlanıyorum. Yukarıda anlattığım gibi büyük organizasyonlar yapamayabilirim. Ama bir şekilde minik suprizler hazırlayabilirim, el emeği göz nuru... Yine çok eğleneceğim planlarım var.
Sizde sevdiklerinizi unutmayın dilerim. Onlara yeni yıl mektubu yazın. Kendi ellerinizle özel minik kurabiyeler yapın.. Atkı örün.. Sizin üzerinizde görüp, sevdiği birşeyi onlara hediye edin.. Kapısına minik bir not iliştirin.. Evdeki çiceklerinizden, bir kaç yaprakla hediye edebileceğiniz yeni bir saksı oluşturun.. Olmadı, minik bir akıl defteri alın, içine not düşün. Seni çok seviyorum diyin. Hediyelerinize kendinizden birşey katın, süpriz yapın..
Mutluluk çoğaldıkça büyür. Yeni yılı, çoğalarak karşılayalım. Noel babalara değil, dostluğa ve sevgiye olan inancımızı yeni yılda daha çok besleyerek, verdikçe çoğalarak, eğlenerek..
Biliyorsunuz yeni yıl geliyor. Büyük bir bayram tatili de yeni haftayla başlıyor. Bu yeni yılda suprizler için, beynim yine fırıl fırıl çalışıyor. Tüm bayram, yapabileceğim minik suprizler planlarını düşünüp, uygulamaya geçmek için sabırsızlanıyorum. Yukarıda anlattığım gibi büyük organizasyonlar yapamayabilirim. Ama bir şekilde minik suprizler hazırlayabilirim, el emeği göz nuru... Yine çok eğleneceğim planlarım var.
Sizde sevdiklerinizi unutmayın dilerim. Onlara yeni yıl mektubu yazın. Kendi ellerinizle özel minik kurabiyeler yapın.. Atkı örün.. Sizin üzerinizde görüp, sevdiği birşeyi onlara hediye edin.. Kapısına minik bir not iliştirin.. Evdeki çiceklerinizden, bir kaç yaprakla hediye edebileceğiniz yeni bir saksı oluşturun.. Olmadı, minik bir akıl defteri alın, içine not düşün. Seni çok seviyorum diyin. Hediyelerinize kendinizden birşey katın, süpriz yapın..
Mutluluk çoğaldıkça büyür. Yeni yılı, çoğalarak karşılayalım. Noel babalara değil, dostluğa ve sevgiye olan inancımızı yeni yılda daha çok besleyerek, verdikçe çoğalarak, eğlenerek..
Kimbilir, belki size de supriz yaparım, belli mi olur.. :)
fotoğraflar:deviantart
27 yorum:
uzun yazı var da kısası niye yok?
burcucum, yazdıklarını okuyunca bi heyecan bastı ki sorma.. :)
sürpriz yapacaklarının listesinde yerimi aldım bile.. :))))
artık gerisi sana kalmış.. :)))
keyifli bir bayram ve tatil dilerim..
Çok yaşa sen:)) Bütün geceyi sevgili komşumla kumaştan kalpler ve yıldızlar dikerek geçirdikten sonra şu gezegende başka kaçıklar ama tatlı kaçıklar oldugunu görmek çok iyi geldi. 2009 cok sürprizli olsun senin için:))
tanrım ne güzel bir evlenme teklifi bu, içim ürperdi çok pek duygulandım okurken, bir yastıkta kocasınlar :D
Nasıl kahkahalarla okudum yazını. Arabayı tuvalet kağıtlarıyla sarmaktan daha iyisi olamaz diyordum sonra evlenme teklifi çıktı karşıma:))) bir de bana derlerdi süpriz canavarı diye. benimkiler seninkilerin yanında solda sıfır kalıyormuş meğersem:) bende bir kez sevgilime doğum gününde gördüğünde inanamadığı bir süpriz yapmıştım. onun için özel olan tüm insanların bir listesini yaptım. yeğeninden tüm okul arkadaşlarına, her gün tost yediği büfenin sahibinden avustralyada yaşayan üniversite arkadaşına kadar hepsiyle irtibata geçtim. hepinizi kameraya alacam ve bana Seto'yla ilgili en matrak anınızı ya da anlatmak istediğiniz ne varsa anlatacaksınız dedim. tabi avustralyadakini ben çekemedim:) o kendi çekti yolladı. sevgilim ilkokuldan sonra hep yatılı okuduğu için ve birlikte okuduğu arkadaşları da hep aynı olduğu için inanılmaz komik okul hatıraları var tabi bunlarda. büfeciyle de çok matrak bir ilişkileri var falan. inanılmaz komik bir cd çıktı ortaya. ha tabi bir de ben vardım cd'de, o da ayrı bir alem. ben vardım ama nasıl vardım. sevgilim inanılmaz güzel mahsun kırmızıgül taklidi yapardı. onun o "sana vurgun sana yenik" diye bir şarkısı vardı, onunla. ben de mahsun kırmızgül taklidi yapan sevgilimi taklit ettim ama nasıl? erkek gömleği ceket, uzun olan saçlarımı topladım erkek gibi, suratıma kalemle kirli sakal yaptım. yakayı da açtım tabi göğüse de biraz kıllar:) izlerken önce şaşkınlıktan sonra da gülmekten yaşlar geldi gözünden. şimdi hala arkadaş toplantılarında durur durur izleriz. böyle daha var bikaç anı ama seninkiler hakikaten bombaymış:)
oyun diye bir film vardı hani.michael douglas başroldeydi. belki küçük bir sürpriz dükkanıyla başlar, sonra insanın içinde olduğu düğümü çözecek şekilde ilerler. neden olmasın?
alfa romeo var da beta juliet neden yok?
çok hoşmuş bu oyun :))
Hahaha süper güzel bir cuma yazisi oldu bu, sicacik, sürprizli, harika! Bayildimmm, günüm aydinlandi, sagol! :)
ne şanslı insanlarmış senin etki alanında olanlar. ben de şanslıyım öyleyse listede ben de varım gibi bir sonuç çıkarmak istedim şimdi... ama bu yazının ana fikrini sorarsan eğer, sen normal değilsin, ben de değilim, biz normal değiliz :)
Bayıldımmmm.
O kızın yerinde olsaydım neler geçerdi aklımdan diye bir an düşündüm :) Tabii doğum günümün sabahına senin gibi bir süprizle başlamak. Süper:)
"Noel babalara değil, dostluğa ve sevgiye olan inancımızı yeni yılda daha çok besleyerek, verdikçe çoğalarak, eğlenerek.."
Tam şu kısımda gözlerim hafifçe nemlendi.
Yılbaşında tv'de gösterilen o noel babalı, sevgi dolu filmleri de aynen böyle gözlerim hafifçe nemli izlerim ben hâlâ.
Sevgiler..
işte bu soru "o var da bu niye yok" sorusu senin gibi yaratıcı, muzip kişilerin ortaya böyle süprizler çıkarması ve hayata renk ve keyif katması için var güzelim. ne istediğime gelince onu sana ayrıcana maille belirteceğim :))
bu oyunu burada da başlatsak mı acaba :))
Bayildim bu oyuna.. "tukenmez kalem-tukenir silgi
bozuk para-tamir edilmis cuzdan..
dedem biraz zavalli kalacak sizin ornekler yaninda ama.. yilmayacagim..
hos bir evlenme teklifi.. Benimki de cok guzeldi ama.. hatirladim simdi.. zaten unutmamistim ki hic.. (bak ben de uykum varken geldim iade-i ziyarete)
Mutluyum çünkü yaşamımda sürpriz yapmak istediğim çok dost var. Sanıyorum en güzeli de bu. Sen de benim gibi süprizin ne olduğundan çok o süreci yaşamayı sevenlerdensin. Yeniyıl sürprizlerim için sana başvurmak isterim canım arkadaşım:) Tahmin edeceğin birine şirin ve özel bir hediye vermek istiyorum. Konunun ayrıntılarını konuşuruz.
Bir de atkı istiyorum senden, maviş... Sen kaşındın:) Üzerinde de "baykuş" figürü olsun:))
Çok tatlısın ama yazdıklarını yüzümde kocaman bir gülümsemeyle okudum.Yeni keşfettim seni ama bundan sonra bırakmaya da niyetim yok:)
Sevgiler
hayatındaki bulduğun ve bulacağın insanların senin bu düş gücü ve muzip/hınzır ruhuna katkı yapması temennisi ile, iyi bayramlar diliyorum..
sevgiyle..
sen benim arkadasim olsan,,
-
hayatinda yeri olan kisiler ne kadar sansli,.. cok sanslilar, ve cok mutlu olmalilar,
surprizlerin hic tukenmesin,
Sevgili Brajeshwari;
İyi ki internet ve blogcular dünyası seni karşımıza çıkardı.Ne güzel bir evlenme teklifi fikri, ne güzel tasarı...Bir daha dünyaya gelirsem eğer, seni nerede bulabilirim acaba?
Yaşam var da kurusu neden yok acaba?
Sevgiler,dilek yani tontini.
Süpper keyifli satırlardı:)) Teşekkürler...
ne güzel değil mi hayat?
neden? çünkü çok süprizli.
bir sonrasını kim bilebilir ki.
kesilmesin diyen çokta yenilmesin diyen niye yok :)
kurban bayramınızı kutluyorum.
Ah babiş
Yazıyı yazarken sizin bunu soracağınızı biliyordum:)
Çiğdemcim : )
Güldürdün beni.. Eğer sen birine yapacaksan, ben yardıma hazirim yaziyordu yazının sonunda...
Ama bu kadar istiyorsan, birseyler düşüneyim sana?
Fortunata
Sende bir kaçıksın biliyorum. Sanirim bu yüzden seni okumaktan kendimi alamiyorum.Sanada çooook uğurlu gelsin bu yıl Fortunata..
gaykedi
Güzel bir teklifti gerçekten..Ama daha yürek parçalayanlarını biliyorum :P ( bu arada yorum için teşekkür etti ben)
Zeren
Sende hiç fena değilsin. Bence senin suprizinde supermiş.Emek var, güzel bir niyet var, çok ta eğlenmişsin. Onu evlenirken, büyük ekranda gösterin bence:) Bundan sonra senden de akıl alacağım supriz konusunda..
arzu pinar
O film gerçekten dahice bir organizasyondu.Onun içinde olmak isterdim ama asla başrolde olmak istemezdim.
Belki de hepimiz bir şekilde başroldeyiz, kendi oyunumuzun içinde Arzu..Ben buna truman show sendromu diyorum : )
kutup zencisi
Kutup zencisi var da, Afrika eskimosu neden olmasın peki:P
Demet
Günün hep aydınlık olsun isterim Demetcim...
funda
Hepimiz şanslıyız aslında Funda... Bir supriz yap, bak ne şanslı olduğunu göreceksin.. Hepimiz anormaliz kabul ediyorum ve bundan çok keyif almaktayım... :)
Hayatın Ortasında
Umarım bu yıl, bir sürü supriz sizi bulur. Gözleriniz nemlense bile, sizi çevreleyen suprizlerin hepsine sahip olursunuz dilerim : )
beenmaya
Benden başka ne istersin beenmaya, kocaman sevgimin dışında : P
Mehtap Pasin Gualano
Oyun çok eğlenceli..Böyle oyunlarım çok var benim.. Yolculuklarda çok üretirim. Kelimelerle böyle oynamak bile insani hafifletiyor..
Sana zaten iyi bir evlilik teklifi yapılmalıydı Mehtap.. Zor alınan, değerli taş misali...değerin biline biline, özene bezenile.....
:)den
Atkı örerim örmesine de.. Baykuş’u düşünüyorum neresine konacağını... Yine de bunu sen istedin Güldencim, bilmeni isterim ..
zilsizzarife'nin yeri
Bende katılımınıza mutlu oldum, Teşekkürler... Hoşgeldiniz..:)
Abi
Teşekkür ederim...ne güzel temenniler bunlar...Bende hem iyi bayramlar diler, hem de suprizlerle dolu koca yıl dilerim size...
Sevgili Yabann
Kocaman kalp çizdim buraya...
Sen benim arkadaşımsın.. Çoğu arkadaşımdan da daha sahicisin ve çok değerlisin.. Seninde hiç tükenmesin..Hep supriz gibi yaşa hayatı dilerim...
sufi / Sevgili Dilek
Bende blog arkadaslarimi cok seviyorum. Bir daha dünyaya gelmeden önce, bu dünyayı yaşayalım beraber... Daha çok supriz var hayatın devaminda...Bekle :)
Yaşam var, kurusunu yedim bitti..
Haşim Arıkan
Ziyaretiniz için teşekkür ederim...Sevgilerimle...
korhan
: )
Bir sonrakini bilmemek belki supriz..
Yenilmesin, kesilmesin diyen var..Çoğaliyoruz aslında..
Size de iyi bayramlar dilerim...
Ah, ben bu yazıyı ne arada kaçırmışım bilmem ki!Gülmekten bir hal oldum, başından sonuna dek! Annemin neredeyse unutulmak üzere olan bir doğumgününü ard arda süpriz balonları patlatarak kurtardığımı hatırlıyorum. En güzel kutlamalardan biri olmuştu :) Şaşırmayalı, süprizlerle karşılaşmayalı çok zaman oldu. Artık olan bitene öylece bakıyorum. Özellikle bugünlerde şiddetle ihtiyacım var, şaşırt beni Burcu!
suprızlerınız harıka helede su suprız dukkanı acma konusunda aynı fıkırdeyız daha dogrusu benım hayalımı calmıssınız aynı fıkırde ldugumuza hala ınanamıyorum daha once kımseye sacma bulur dıye bahsetmemıstım bıle benımde vardır arkadaslarıma yaptıgım suprızler ama henuz bana yapan olmadı
bende sevgılıme pogoca yapmıstım ama peynır yerıne ıcıne kucuk notlar koydum kagıtları elemınyum folyoya sarınca bısı olmuyo cok beyenmıs cok mutlu olmustu
bana öle bir şaka yaptıki kağıtlı poğacaları yiyordum...ama cook sevindim tabii 'Seni cook seviyom aşkım' yazıyordu. ''NURCAN'' SENİ COOK SEVİYORUM. VALLA.
ne olur yayınlayın
Aşk için kağıtlı pohaça yenir:)
çok cicisiniz.Aşkınız hiç bitmesin.Yeni suprizler yaratsın dilerim.
Süper bi evlenme teklifiydi tebrikler bende sevigliler gününde şaşkına döndürecek bişi yapmak istiyorum ama kafam durdu çalışmıo ne yapabilirim
Yorum Gönder