..
ne ay ışığı yürüyeceğim
ne sessizlik aşk boyunca
içimde çırpınan dalganın var ettiği kıyıda
gömdüm onu
aşkla..
....bejan matur
Sanskritçe’de “veda” bilgi anlamına geliyor.. Veda kelimesi; ayrıca İngilizce farkında olmak manasına gelen wit sözcüğüyle aynı kökene sahiptir.
Veda etmenin zorluğunu yaşayan sancılı bir bedendi benimkisi.. Sancılanmaya başlardı her seferinde daha el sallamaya başlamadan... Artık vedalarımı net yapabiliyorum... Veda etmek, biriktirmemekmiş, temizlenmeye başladım. Veda edebilmek, arkada bıraktığına güzelce teşekkür edebilmekmiş, minnettarım.
.
Veda etmemek ise– içinden kopanları seyretmekmiş "dursun" diye direnirken... Oysa parça parça acı veriyormuş gidişler ... Sen, o şeyin orada durduğunu sanırken..
Artık veda edebiliyorum... Veda edememem, hep çocukluğumdan beri gelen öğretilerden kaynaklanıyormuş... Meğer ben korkuyormuşum pişman olmaktan... Korkuyormuşum geri dönüşü olmaz diye bildik yoldan sapmaktan... Ve çocukken öğrenmişim, herşeye sarılmayı -bırakmamayı... Sarılmışım içimde kocaman işte herşeye yine... Ve böylece gitmesi gerekenlerle, yeni olanları biriktiriyormuşum gereksiz yere... Sonra hayatımda görevleri bitenleri yoruyor, yorumluyormuşum boş yere, yeniler için yenilenmeden....
Her veda içinde yeni bir merhabayi barındırıyor oysa... Artık bunu biliyorum.. Veda ettiğim herşeye teşekkür ediyorum ve bana veda edenlerin de teşekkürünü alıyorum... Hayatın sonsuz değişim dönüşümüne çomak sokmamak lazımmış direnerek... Gidiyor işte... Gidiyorsun... Bırak gitsin...Boşalt yolunu....
Artık veda edebiliyorum... İçimde büyük merhabalara yer açıldı.... Şebnem Ferah’ın şarkısında dediği gibi; birgün “kısa cümleler kuracağım” günlerde gelecek, biliyorum...
Artık veda edebiliyorum... Veda edememem, hep çocukluğumdan beri gelen öğretilerden kaynaklanıyormuş... Meğer ben korkuyormuşum pişman olmaktan... Korkuyormuşum geri dönüşü olmaz diye bildik yoldan sapmaktan... Ve çocukken öğrenmişim, herşeye sarılmayı -bırakmamayı... Sarılmışım içimde kocaman işte herşeye yine... Ve böylece gitmesi gerekenlerle, yeni olanları biriktiriyormuşum gereksiz yere... Sonra hayatımda görevleri bitenleri yoruyor, yorumluyormuşum boş yere, yeniler için yenilenmeden....
Her veda içinde yeni bir merhabayi barındırıyor oysa... Artık bunu biliyorum.. Veda ettiğim herşeye teşekkür ediyorum ve bana veda edenlerin de teşekkürünü alıyorum... Hayatın sonsuz değişim dönüşümüne çomak sokmamak lazımmış direnerek... Gidiyor işte... Gidiyorsun... Bırak gitsin...Boşalt yolunu....
Artık veda edebiliyorum... İçimde büyük merhabalara yer açıldı.... Şebnem Ferah’ın şarkısında dediği gibi; birgün “kısa cümleler kuracağım” günlerde gelecek, biliyorum...
..
Bir veda yazısının ardından, ... tıklayın...
...
3 yorum:
Veda edebilmeyi başarmak, yolumuz üzerindeki büyük engelleri aşabilmek bence... Büyük adım...
Hayatın akışına direnmeden "bırak gitsin" diyebilmek, yolları boşaltabilmek... Harika! :)
Yeni merhabalar, eskiler yerlerindeyken gelmiyorlar mi? Bu kadar dar mi yerimiz.. Seni hem anliyorum ve hak veriyorum, hemde acaba diyorum.. Bu da oyle bir karmasa iste..:-))
Biriktirme enerjisiyle "doldurulmuş" bir bilinçaltının karanlıklarında el yordamıyla ilerlerken rastladığım yabancı, "ben"miş meğer!
Ne çok vedalaşma seramonisi yaptı o ben...
Ne çok kayaya çarptı. Düştü, canı yandı, avaz avaz bağırdı...
Şimdi korkularıyla birbir yüzleşiyor. İçindeki çöplüğü temizliyor. Yükü azaldı. Kıyısına kadar gelip bir türlü giremediği denizde şimdi...
Sevgiyle...
Yorum Gönder