10 Mayıs 2010

Kağıttan Kolye, Anneme...



Güzel bir gün.. Öncelikle anneler günü... Cumartesi günü anneme bir çiçek alarak, kocaman sarılıp öperek kutlamamı yaptım. Böylece kutlama işini, Pazar gününe bırakmamış olduğum için seviniyorum. Nitekim bugün dersim vardı, zamanım da yoktu.

Bugün görülmeye değerdi Aile yogası dersi... Yogamızı güzelce yaptık, anneler köprü oldu, biz onların altından geçtik minik solucanlar, minik yengeçler olduk, sonra yerlerde yuvarlandık. Nefes egzersizinde büyüdük- küçüldük oyunu oynadık. Sonra sıra bu özel gün için hazırladığım oyun kısmına geldi. Mandallar yine hayatımı kurtardı. Bir mandal, bir olumlama... Mandalı tutuyor Defne ve Duru, annelerinin üstüne takıyor ve her mandala bir iltifat... Duyduklarım çok güzeldi. “Annecim çok güzel yemek yapıyorsun”. “ Annecim çok güzel gözlerin var”. Tabi annelerde oyuna katıldı. “Benim kızım çok güzel”.. “Benim kızım çok neşeli”... Böyle sürdü oyun... Gün içinde söylenmeyen bir sürü güzel şey duydular birbirlerinden ve gülümseyerek çıktılar dersten... Umarım anılarında birbirlerine söyledikleri sözler kalıcı olur.

Gün bitti, ben evime geldim. Yarın sabah vereceğim ders için çocuklara yoga programımı yazmaya başladım. Programın sonuna bir el-işi etkinliği koydum bu sefer. Ellerini iyi kullanmayı öğrenirken, konsantrasyonu arttıran bir etkinlik bu... Kavuniçi kağıtlara 4 ve 5 yaş için helezonlar çizdim. 3 yaşlar için uzun sarmal çizgiler... Sonra da elleriyle kağıdı tutup, o çizgiler üzerinden yırtarak, helezonu çıkarmaları gerekiyor. Onlar yapmadan bir tane ben yapmaya karar veriyorum... Aslında onlar için zor olabilir mi diye de deneyimlemek istiyorum bu aktiviteyi... Kavuniçi kağıdımı alıyorum, başlıyorum uçtan yırtamaya... Eğleniyorum nedensiz.. Fakat sonra bir anda aklıma sızan bir anının içinde buluyorum kendimi...

Annem soruyor “ Ne yapıyorsun?”
Cevap veriyorum “ Hiçç, kesme yapıştırma”... Halbuki sadece yırtıyorum...
“ Ziyan ediyorsun ama kağıtları, gel beraber yapalım”.... diyor ve biz beraber kesme yapıştırma yapıyoruz sonra....
__

Daha büyüyorum. Tüm aile salonda kurulmuşuz. Annem portakalları soymuş. Babama, ablama ve bana dilimleyerek veriyor. Biraz zaman geçiyor.

Annem soruyor “ Ne yapıyorsun? “
“ Portakalın kabuklarını kesiyorum, komik şekiller çıkıyor. ”
Annem cevap veriyor “ Elini kesersin ama, ver atıyım o kabukları”... ve elimden bıçağı alıyor...

Böyle anılar geçiyor aklımdan, kavuniçi kağıdı parmaklarımın arasında minik minik yol alarak yırtarken... Annemin o zaman içinde bana yaptığı uyarıları düşünüyorum ve sağlıklı buluyorum. Şimdi bir çocuğum olsa, bende aynı uyarıları yaparım. Düşünmem ki, bırakayım da kessin, yırtsın, ziyan olsun da, gelişsin otokontrol yeteneği... Bu sadece her anne gibi, çocuğunu koruma ve doğru şeyleri öğretme dürtüsü..

Helezonumu yırtarken garip bir duygu kaplıyor içimi... Özgür hissediyorum bir anda kendimi... Çocuklara çizdiğim 30 kağıttaki helezonu minik minik yırtarak keyif alabilirmişim gibi hissediyorum. Ama sadece kendi helezonumun keyfini sürmeye devam ediyorum.

Helezonum ortaya çıkıyor. Bir anının arkasından mutlulukla bakıyorum kağıttan çıkan uzun sarmalıma... “Kavuniçi parlak bir sarmalım var, güzel de yırtmışım” diyorum. Peki bunu ne yapacağım diye düşünürken, iki ucunu birbirine zımbalayıp, kendime sarmaldan kağıt bir kolye yapmış oluyorum bir anda...

Dişlerimi fırçalarken, kolyem boynumda..
Aynada kendime bakıyorum, yüzümde çocuksu bir mutluluk...
Yarın yapacağımız bu etkinliği anneme adamaya karar veriyorum.
Nasıl olsa gerekli uyarıları evde annelerinden alacaklar, ama yarın ziyan etsinler o kağıtları ve eğlensinler istiyorum.

Annecim, yarın kreşteki tüm çocuklar, sana olan sevgimi gösteren kavuniçi kolyelerle dolaşacak... Belki sen bunu göremeyecek ve sana adanan bu etkinlikten haberdar olamayacaksın ama, Olsun. Ben yaptığım herşeyde bana öğrettiklerinizi, beni büyütürken verdiğiniz emeği, sevginizi de içine katmıyor muyum zaten...
.
Bu arada merak etme , hiçbir çocuk elini kesmeyecek :)
söz veriyorum...
.
İyi ki varsın....


5 yorum:

Selen dedi ki...

Iyi ki siz varsiniz, iyi ki yaziyorsunuz. Ne kadar olumlu goruyorsunuz bazi seyleri. Icimi aciyor buraya gelmek.
Sevgilerimi gonderiyorum.

Not: sizin cocuk yogasiyla ilgili notlarinizi okudukca kendi cocuklarimin yoga dersini deli gibi merak ediyorum. Bagimlisi oldular, her hafta kosa kosa gidiyorlar. Onlar da bazi gunler kagittan, yapraklardan falan birseyler yapip eve getiriyorlar. Bir gun isten sirf bunun icin izin alip sessizce bir koseden izleyecegim miniklerimi yoga yaparken.

Brajeshwari dedi ki...

Sevgili Selen
Siz de iyi ki varsınız. Anne olmak bir kahramanlık.. Siz iki kere kahramansınız o zaman...

Yoga yapmalarına çok sevindim. Onlara kocaman bir aslan kükremesi yolluyorum :)

Sevgilerimle...

beenmaya dedi ki...

sanırım bu yazı ve yaptığınız bu aktivite en güzel anneler günü hediyesiydi. sanırım değil eminim hatta ben :))

Özgür Turan dedi ki...

Seviyorum seni. iyi ki varsın.

Brajeshwari dedi ki...

Been Maya
Hediye mi bilemiyorum. Aslında böyle bir yazı onlar gibi kahramanlar için az bir hediye... Biz iyi ve erdemli yaşayarak, onlara hediyeler veriyoruz her gün, her dakika hayatımızdaki izlerle...:)

Özgür
Sende iyi ki varsın..Doğa da iyi ki var :)