14 Şubat 2010

Sakın nefesini vermeyi de unutma !

Korsan / Doğçev Kedi Evi

Belli tanımların içinde, çok iyi bildiğin bir konunun içindesindir. Sözcükler dökülürler, gün be gün bir bilgi üstüne eklenir, uzar söyleyebileceklerin... Ama bir an gelir durursun, bir soru doğar ve cevabın içinde güzelliklerin seni beklediğini görürsün...




Yoga matımı yine aynı yere serdim. Yeniden... Yeni bir sınıf...
Nasılsınız? dedim..

Cevap; bel fıtıkları, boyun kireçlenmeleri, dizlerde menisküs....
Bir de kocaman açılmış gözler...
kıpır kıpır, içlerinden sorular soruyor hepsi besbelli...

İlk önce Nefes dedim...ve başladım uygularken anlatmaya... Acelem yok.
Nefes... Hatırlatılmalıydı sıkça... Al nefes / ve ver nefes... Unutma...
Vucut kapanırken nefes ver, ve şimdi açılırken al kocaman, dolaştır nefesi tüm vücudunda...
Nefes al, omuzlar rahat...
Nefesini sakın tutma...



Nefesi deneyimledik beraber ve dersin son dakikalarına geldik... Uzandık matlara ve nefesimizi dinledik... Teslim olduk hepimiz, en çok engel olduğumuz kendimize, düşüncelerimize... Geçmişin hatıraları yok oldu, geleceğin kaygıları... Hepimiz o 'an' nefesin büyüsüyle, oradaydık. Artık dışarıda hiçbirşey yoktu ve içeriye dönmüştü hepimizin bakışları...

Nefes almak, doldurmak; oksijen ile şarj etmek organları.... ve Nefes vermek, temizlenmek.... Temizlemek; kaygıyı, öfkeyi ve tüm biriktirdiğimiz karanlıkları... Nefes bir anahtar... Zamanın anahtarı... Şu an’a çıkan kapı... Nefes, Sevgilinin bize selamı...

Ve Nefes. evrenden tüm iyilikleri içimize doldurduğumuz... Taşıdığı güzellikleri ile geldiğimiz yeri hücrelerimize hatırlatan... Neler yüklü içinde... Neler taşır bize ve nasıl can verir vucudumuza, varoluşumuza... Bir sır, ama aslında gerçek bir hediye...

"Sakın nefesini tutma" diyoruz ya, saklamak istiyoruz o enerjiyi içimizde sanki !

Nefesle dolduruyoruz o sırrı bedenimize, peki ya nefes verişimizde ?

Nefesi vermek, bırakmak... Öfkeyi, korkuları, kirli olanı... böylece kabul etmek yaşananı, teslim olmak hayata ve akışa... Nefes vermek temizlenmek; bedenden ruha...

(Sakın nefesini vermeyi de unutma ! )
.

O an işte durdum ve sordum.

Aldığımız nefes bunca değerli, doluyor, can veriyor, hayat katıyor da, verdiğin neden aldığımız nefes kadar değerli olmuyor ?
...
Aynaya bakın. Sevgilinizin gözlerine... Evinizdeki detaylara... Sokaktaki somurtan insan yüzlerine.. Neyi göremiyoruz? Ya da neyi görmek için bakıyoruz?
.
İşinize bakın... Yarattıklarınıza bakın... Hayata katkınıza... Ellerinizi tutanların avuçlarının içine... Buldunuz mu?
.
Sözcüklerin içinde aradığımıza bakın... Adımlarınıza bakın... Yolunuza... Vardınız mı cevaba?
.
Göz göze gelişlerinize bakın... Dokunduğunuz tenden size akanlara bakın... Dudağınızın köşesine konan tebessüme bakın... Buldunuz mu orada?
.
Birşeyi alırken kabul edişinize bakın...
Birşeyi verirken gönlünüzden geçenlere bakın...
Cebinizde sakladıklarınıza bakın... Kalbinize bakın...
Sözlerinizin içine bakın...

Terazi kefesine tartarak, hesap ettiğiniz değerlere bakın..
Koşullarla sınırladığınıza, korkularınıza, anlaşılamayan öfkenize bakın...
.
Neden savaşıyoruz?
Anlaşılamıyoruz?
Ayrı düşüyoruz?
Hastalanıyor ve gün geçtikçe mutsuzlaşıyoruz...
Neyi arıyoruz ?
.
Hepimiz ince sicimlerle bağlıyız aslında birbirimize.....
Ve hepimiz aynı kaynaktan nefesimizi doldurmuyor muyuz içimize?
.

..
Nefes aldım...
Tüm güzelliklerle buladım ruhumu, bedenimi... Tanrı’nın hediyesi, Sevgiyi...
Ve sonra aldığım gibi kendimden de tertemiz katıp
verdim tüm nefesimi....
.

Sevgi'liler gününüz kutlu olsun...

.

.

Yarım asırlık 'Nefes'e ' !
Doğum gününüz kutlu olsun ND.
.
14.02.2010 / 05:05

4 yorum:

Evren dedi ki...

seni okumak oksijeni bol bir nefesi alıp, içini temizlemek gibi... sonra bir de o nefesi vermek hali var ki, işte o yaşamak gibi...
sevgiler...

Nilambara dedi ki...

Bu ne hoş bir kutlama!... aldığım en değerli kutlamalardan biri...
çok teşekkürler, aldığım en derin nefesin en uzun verilişi kadar dolu dolu sevgimle... :))

çok sevdiğim "sevgi meditasyonu"nu hatırlattın bana :)
aldığım her derin nefesle evrensel kaynaktan huzur, barış alıp tüm hücrelerime doldurup, nefesimi uzun uzun boşaltırken evrene yüreğimin derinlerinden doldurduğum sevgimle şükranlarımı sunmak...

Haklısın Brajeshwari'ciğim, verdiğimiz nefes aldığımızdan çok daha önemli... birşeyi almak istiyorsak önce onu verebilmeyi başarmalıyız.. vermenin güzelliğini idrak edebiliyorsak, almak için sadece kollarımızı sevgi ile açmak yeterli, evren vermeye hazır :))

çok öpüyorum,
kahve kokusu yetmedi, devamını diliyorum...
veee çoraplarımın sıcaklığını tahmin bile edemezsin, harikalar :)))

Ekin dedi ki...

Yazdığınız yazıyı 4 kez okudum.Anlamaya çalışarak,hissederek... Her yazınızı dönüp dönüp, tekrar okuyorum. Her okuyuşumda içimde bir coşku... Kucaklamak istiyorum, yüreğimde sizi... Ne kadar güzel bir anlatım,ifade,duygu... Nefes; aldığın kadar, vermenin önemi. Kendimize ulaşarak,kendimizden katarak... Teslim olmak,akışa,yaşama...Hiç bu taraftan bakmamıştım. Algım her geçen gün biraz daha değişiyor. Güzel olana, gerçek olana doğru... Bize dayatılan kurgudan uzaklaşıp, Öz'e,Özümüze dönme yolunda, bana,yaşamıma hatta oğluma kattıklarınız için teşekkür ederim. O kadar içimde, yakınımda hissediyorum ki sizi bire bir tanımayı çok isterim. Sevgice kalın.... Funda

Brajeshwari dedi ki...

@Evrencim
takip ettiğin ve keyif aldığın için teşekkür ediyorum. Öpüyorum seni..

@Nilambaracım
yeni bir kahve seansında geniş geniş sohbet etmek üzere..Cok konusacak şey var yine.. Öpüyorum. Nice yaşlara..

@Ekin
Çok mutlu oldum. Tanıdık hissetmek öyle bir duygu ki, bence bunu hissedebilen çok şanslıdır. Belki de karşılıklı görüşebiliriz, neden olmasın :) Bana mail atar mısınız...